Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
avareleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Avare duruma getirmek


avarelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşsizlik, başıboşluk, aylaklık

Örnek:

1. Onun avareliğinin ne büyük bir verimliliğe gebe olduğunu anaca sezdiğinden Sait'i hep korumuştu.

1. Onun avareliğinin ne büyük bir verimliliğe gebe olduğunu anaca sezdiğinden Sait'i hep korumuştu.


avarız
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kazalar, belalar

2. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Engebe

3. tarih , tarih , tarih , tarih , Osmanlılarda önceleri yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak halktan toplanan vergi


Lisan : Arapça ʿavāriż

Telaffuz : ava:rız

avarya
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Bir deniz yolculuğunda geminin veya yükünün gördüğü zarar

2. Çeşitli sebeplerle dayanıklılığını ve esnekliğini kaybetmiş yapağı ve yün


Lisan : İtalyanca avaria

Telaffuz : ava'rya

avaz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüksek ses, nara, avaze

Örnek:

1. Sinemi deler avazın / Turnam senin sunam senin

1. Sinemi deler avazın / Turnam senin sunam senin


Lisan : Farsça āvāz

avaz avaz
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yüksek sesli olarak

Örnek:

1. Onun avaz avaz çaldığı radyo türkülerine usul klasik müzikle yanıt veriyoruz.

1. Onun avaz avaz çaldığı radyo türkülerine usul klasik müzikle yanıt veriyoruz.


avaz avaz bağırmak
Anlamı:

1. var gücüyle bağırmak

Örnek:

1. İspanyol denizcisi hâlâ avaz avaz bağırıyordu.

1. İspanyol denizcisi hâlâ avaz avaz bağırıyordu.


avaze
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avaz

Örnek:

1. Dünya senin bu lahut avazeni duymadıktan sonra kimin sesini dinler, kime kulak asar?

1. Dünya senin bu lahut avazeni duymadıktan sonra kimin sesini dinler, kime kulak asar?


Lisan : Farsça āvāze

Telaffuz : a:va:ze

avazı çıktığı kadar
Anlamı:

1. çok yüksek sesle

Örnek:

1. Avazı çıktığı kadar haykırmak istiyordu.

1. Avazı çıktığı kadar haykırmak istiyordu.


avcı

İlgili Kelimeler:

avcı çantası, avcı eri, avcı hattı, avcı kuş, avcı otu, avcı uçağı, gönül avcısı, kadın avcısı, sünger avcısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avı kendine iş edinen kimse

Örnek:

1. Avcılar evsinler yapmışlardı ağaçlıkların arasında.

1. Avcılar evsinler yapmışlardı ağaçlıkların arasında.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan)

Örnek:

1. Avcı kuş. Avcı kedi.

1. Avcı kuş. Avcı kedi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran, tanıtan kimse

Örnek:

1. Yıldız avcısı.

1. Yıldız avcısı.


Avcı
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Gökyüzünün güneyinde bulunan bir takımyıldız, Cebbar, Orion


Özel: Evet

avcı çantası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kara avında avcının avını koyduğu ağ biçiminde çanta


avcı eri
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Piyade mangasındaki er


avcı hattı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Savaşta düşmana doğru dağılarak ön safta ilerleyen asker topluluğu


avcı kuş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şahin, doğan, kartal, atmaca vb. gibi başka hayvanları yakalamakta usta olan kuş, alıcı kuş


avcı kuşu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ava alıştırılan ve avcılara yardım eden kuş


avcı ne kadar hile bilse ayı o kadar yol bilir
Anlamı:

1. `bir kişi başkasını alt etmek için çeşit çeşit ustalık kullanır ama karşısındaki de yenilmemek için türlü önlemler alır` anlamında kullanılan bir söz


avcı otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Düğün çiçeğigillerden, kokusuz, parlak zehirli bir bitki (Adonis)


avcı uçağı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Düşman uçaklarını düşürmek için kullanılan uçak


Avcılar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstanbul iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : a'vcılar

avcılık

İlgili Kelimeler:

sünger avcılığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avcının yaptığı iş

2. Avcı olma durumu


avcılık etmek
Anlamı:

1. avlanma ile uğraşmak


avdet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dönüş, geri gelme

Örnek:

1. Babam bir iş için Selanik'e gittiği zaman avdetinde bana Midhat Efendi'nin Hayret ismindeki romanını getirmiş.

1. Babam bir iş için Selanik'e gittiği zaman avdetinde bana Midhat Efendi'nin Hayret ismindeki romanını getirmiş.


Lisan : Arapça ʿavdet

avdet etmek
Anlamı:

1. dönmek, geri gelmek

Örnek:

1. Eliyle camı vurarak avdet etmek istediklerini anlattı.

1. Eliyle camı vurarak avdet etmek istediklerini anlattı.


avdetî
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , İslam dinine dönen (genellikle Musevi)


Lisan : Arapça ʿavdetī

Telaffuz : avdetî: