Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sakal bırakmak (veya koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak)
Anlamı:

1. sakalını tıraş etmeyip büyütmek

Örnek:

1. Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi.

1. Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi.


sakal fırçası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sakalı taramak, düzeltmek için kullanılan fırça

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Karinadaki yabancı maddeleri temizlemekte veya kazımakta kullanılan fırça


sakal oynatmaz
Anlamı:

1. ağızda eriyecek kadar olgunlaşmış (yemiş, yiyecek)


şakalaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şakalaşabilmek işi


şakalaşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Şakalaşma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Şakalaşma becerisi bulunmak


şakalaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şakalaşmak işi

Örnek:

1. Bu şakalaşma sahnesi taşkın hareketler ve seyircilerin kahkahaları ile bir müddet devam eder.

1. Bu şakalaşma sahnesi taşkın hareketler ve seyircilerin kahkahaları ile bir müddet devam eder.


şakalaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Karşılıklı olarak şaka etmek, şaka yapmak

Örnek:

1. Çocuklar gibi şakrak, ne kadar şakalaştık / İkimiz, onunla ben, samimi arkadaştık

1. Çocuklar gibi şakrak, ne kadar şakalaştık / İkimiz, onunla ben, samimi arkadaştık


sakalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saka hastalığına tutulmuş

Örnek:

1. İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu.

1. İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu.


şakalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şaka içeren, içinde şaka bulunan


sakalı bitmek
Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , bir iş sürüncemede kalmak


sakalı değirmende ağartmamak
Anlamı:

1. yıllar pek çok deneyim kazandırmış olmak


sakalı ele vermek (veya kaptırmak)
Anlamı:

1. başkasının sözünden çıkmayacak bir duruma düşmek

Örnek:

1. Yumuşak durmak, yalvarmak, sakalı ele vermek demektir, sonra artık evin idaresi ne olacak?

1. Yumuşak durmak, yalvarmak, sakalı ele vermek demektir, sonra artık evin idaresi ne olacak?


sakalı saydırmak
Anlamı:

1. saygınlıktan düşmek


sakalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sakanın işi


sakalım yok ki sözüm dinlensin
Anlamı:

1. `ancak yaşlı kimselerin söz ve öğütleri dinlenir` anlamında kullanılan bir söz


sakalına ak (veya kır) düşmek
Anlamı:

1. sakalı ağarmaya başlamak, yaşlanmak

Örnek:

1. Düşük siyah bıyıklarına, sakalına pek az kır düşmüş olan Selim Paşa, karısından çok genç görünüyordu.

1. Düşük siyah bıyıklarına, sakalına pek az kır düşmüş olan Selim Paşa, karısından çok genç görünüyordu.


sakalına göre tarak vurmak
Anlamı:

1. birinin hoşlanacağı biçimde konuşmak veya davranmak

Örnek:

1. Sakalına göre tarak vurdum. Oğlunun çok selamı var, dedim. Tarla icarlarını toplar, kendi elleriyle verir, dedim.

1. Sakalına göre tarak vurdum. Oğlunun çok selamı var, dedim. Tarla icarlarını toplar, kendi elleriyle verir, dedim.


sakalına gülmek
Anlamı:

1. ciddi gibi görünen sözlerle alay etmek


Ön Takı : (birinin)

sakalına kar yağmak
Anlamı:

1. sakalı aklaşmaya başlamak


sakalının altına girmek
Anlamı:

1. yakınlık kurarak ona düşüncesini aşılamak


Ön Takı : (birinin)

sakallanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sakallanmak işi


sakallanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sakallı duruma gelmek

Örnek:

1. Fark, yalnız şurada ki birbirinin kucağında oturan bayram çocukları otuzar, kırkar, ellişer yaş ihtiyarlamışlar, sakallanmışlar.

1. Fark, yalnız şurada ki birbirinin kucağında oturan bayram çocukları otuzar, kırkar, ellişer yaş ihtiyarlamışlar, sakallanmışlar.

2. Sakalı çıkmak


sakallı

İlgili Kelimeler:

sakallı kartal, ak sakallı, çember sakallı, didona sakallı, didon sakallı, keçi sakallı, saçlı sakallı, top sakallı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sakalı olan

Örnek:

1. Uzaktan çadırımıza doğru gelen siyah sakallı, kırk beşlik bir bedeviyi işaret ettiler.

1. Uzaktan çadırımıza doğru gelen siyah sakallı, kırk beşlik bir bedeviyi işaret ettiler.

2. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Yaşı geçkin savaş tutsağı


sakallı kartal
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İri vücutlu, güçlü ve gagası çengelli yırtıcı kuş (Gypaetus barbatus)


sakallılık

İlgili Kelimeler:

keçi sakallılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sakallı olma durumu