92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Atma işini yaptırmak
1. Osman, babamı zindana attırmış ve ihtiyarın orada ölmesine sebep olmuştu.
1. Osman, babamı zindana attırmış ve ihtiyarın orada ölmesine sebep olmuştu.
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Dış
1. Aut çizgisinden nefis bir orta...
1. Aut çizgisinden nefis bir orta...
Lisan : İngilizce out
av dönemi, av hayvanı, av köpeği, av mevsimi, av sezonu, av tezkeresi, av yasağı, sökün avı, sürek avı, sürgün avı
1. isim , isim , isim , isim , Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr
1. Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü.
1. Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü.
2. Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması
3. Bu yollarla yakalanan hayvan
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse
1. `olan olmuş, iş işten geçmiş, artık yapacak bir şey yok` anlamında kullanılan bir söz
1. `bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, onu kullanmasını becerebilenin hakkıdır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Av hayvanlarının avlanmasının serbest olduğu yılın belirli bölümü, av mevsimi, av sezonu, avlanma dönemi, avlanma mevsimi, avlanma sezonu
2. Av araçlarının kullanılmasının serbest olduğu yılın belirli bölümü, av mevsimi, avlanma mevsimi, av sezonu
1. isim , isim , isim , isim , Etinden, postundan yararlanmak amacıyla veya zararlı olduğu için avlanan vahşi hayvan
1. isim , isim , isim , isim , Tazı, kopoy, zağar vb. ava yardımcılık etmeye alıştırılmış köpek
1. `hazıra konmayı alışkanlık yapmış kimse, her zaman bu yolu izler` anlamında kullanılan bir söz
1. `bir şeyden, sahibi değil de başkası yararlanıyorsa asıl sahip yararlanan kişidir` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Yılın av dönemi dışında kalan zamanda konulan yasak
1. avlanmak için gitmek
1. Dedemler silahlanıp dağlarda eşkıya avına çıkmışlar domuz avına çıkar gibi.
1. Dedemler silahlanıp dağlarda eşkıya avına çıkmışlar domuz avına çıkar gibi.
1. `kuşlar avlanmaktan kurtulamazlar, insanlar da hatıra, hayale gelmeyen çeşit çeşit felaketle karşılaşırlar` anlamında kullanılan bir söz
1. `çıkarını başkalarına zarar vermekte arayan kimse, o zarara kendisi uğrar` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı sarayında bir sınıf hademe