Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sahiplendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sahiplendirmek işi


sahiplendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sahiplenme işini yaptırmak


sahiplenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sahiplenebilmek işi


sahiplenebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sahiplenme ihtimali veya imkânı bulunmak


sahipleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sahiplenme işi


sahiplenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sahiplenmek işi


sahiplenmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeye sahip çıkmak

Örnek:

1. Sevdasını, bidayette kıyısından köşesinden paylaşırken, zamanla tamamen sahiplenmiş.

1. Sevdasını, bidayette kıyısından köşesinden paylaşırken, zamanla tamamen sahiplenmiş.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Korumak, arka çıkmak, gözetmek


sahipli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kimsenin malı olan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Koruyucusu, gözeteni bulunan


sahiplik

İlgili Kelimeler:

ev sahipliği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sahip olma durumu

Örnek:

1. Bu çocuğun sahipliği biraz da benim üstüme, anası değil miyim?

1. Bu çocuğun sahipliği biraz da benim üstüme, anası değil miyim?

2. Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde dilediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, iyelik, mülkiyet


sahiplilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sahipli olma durumu


sahipsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kimsenin malı olmayan, iyesiz

Örnek:

1. Bu evin saadetinden, diğer mesut aile ocaklarına sahipsiz, manevi bir selam götürüyordu.

1. Bu evin saadetinden, diğer mesut aile ocaklarına sahipsiz, manevi bir selam götürüyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Koruyucusu, gözeteni bulunmayan, kimsesiz


sahipsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sahipsiz olma durumu


şahıs

İlgili Kelimeler:

şahıs eki, şahıs zamiri, nevi şahsına münhasır

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kişi

Örnek:

1. Yazılarınız da şahıslarınız da birbirine benzemez.

1. Yazılarınız da şahıslarınız da birbirine benzemez.


Lisan : Arapça şaḫṣ

şahıs eki
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kişi eki


şahıs zamiri
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kişi zamiri


şahit

İlgili Kelimeler:

yalancı şahit

Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Tanık

Örnek:

1. Kendisine uzun uzun anlattığım hikâyemin şahidi yoktu.

1. Kendisine uzun uzun anlattığım hikâyemin şahidi yoktu.


Lisan : Arapça şāhid

Telaffuz : şa:hit

şahit olmak
Anlamı:

1. tanık olmak

Örnek:

1. Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı.

1. Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı.


şahit tutmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , birini tanık olarak göstermek

Örnek:

1. Eniştemiz bizi şahit tuttukça babam da istihzalı bir tavır alır, kıs kıs gülerdi.

1. Eniştemiz bizi şahit tuttukça babam da istihzalı bir tavır alır, kıs kıs gülerdi.


şahitli

İlgili Kelimeler:

ispatlı şahitli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tanıklı


şahitlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanıklık


şahitlik etmek
Anlamı:

1. tanıklık etmek


şahitlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanıklılık


şahitsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tanıksız

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Tanıksız

Örnek:

1. Vakayı şahitsiz bırakmak için seni de öldürmeli idim.

1. Vakayı şahitsiz bırakmak için seni de öldürmeli idim.


şahitsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanıksızlık


şahken şahbaz olmak
Anlamı:

1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , bir kimsenin herhangi bir sebeple çirkinliği veya durumunun kötülüğü artmak