saat başı galiba!

Anlamı:

1. bir toplantıda, herkesin dalıp sustuğunda bu durumu fark eden bir kimsenin söylediği söz

saat bir (veya iki, üç ...) yönünde

Anlamı:

1. saat başlarını söyleyerek hedefi yön açısından belirlemek için kullanılan bir söz

saat bu saat

Anlamı:

1. `ele geçen fırsattan yararlanmanın tam zamanı` anlamında kullanılan bir söz

saat camı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saat kadranı ve rakamlarını dış etkilerden koruyan özel yapılmış cam

saat cebi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saat konulmak üzere pantolonlara, özellikle yeleklere yapılan cep

saat çiçeği

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çarkıfelek

saat dairesi

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bir yıldızdan ve göğün kutuplarından geçen büyük daire

saat dilimi

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Greenwich başlangıç boylamından itibaren yeryüzünü yirmi dört parçaya ayıran, 150 dakikalık bölümlerden her biri

saat farkı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dünya'nın dönüşünden ve meridyen farklılığından oluşan zaman aralığı

saat gibi

Anlamı:

1. tam bir düzgünlükte, tıkır tıkır

saat gibi işlemek

Anlamı:

1. aksamadan, ara vermeden çalışmak

saat kulesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle şehrin merkezinde yer alan, üzerinde saat bulunan kule

saat on bir buçuğu çalmak

Anlamı:

1. yaşı çok ilerlemiş olmak

saat tutmak

Anlamı:

1. saate bakarak bir işin ne kadar sürdüğünü hesaplamak

saatçi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saat yapan, onaran veya satan kimse

saatçilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saatçinin işi

saati çalmak

Anlamı:

1. bir şeyin vakti gelmek

Örnek:

1. Herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu.

1. Herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu.

saati saatine

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tam vaktinde

saati saatine uymamak

Anlamı:

1. durumu, huyu sık sık değişmek

saatinde

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Önceden belirlenen, düşünülen vakitte

saatine

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir saat için

Telaffuz : saati'ne

saatlerce

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uzun süre

Örnek:

1. Saatlerce tatlı tatlı konuştuk, onlar gittikten sonra da türküler çınladı provada.

1. Saatlerce tatlı tatlı konuştuk, onlar gittikten sonra da türküler çınladı provada.

Telaffuz : saatle'rce

saatli

İlgili Kelimeler:

saatli bomba

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saati olan, saati bulunan

Örnek:

1. Sınıfın bir tek saatlisi olduğu için onu her derste birkaç defa çıkarıyor.

1. Sınıfın bir tek saatlisi olduğu için onu her derste birkaç defa çıkarıyor.

saatli bomba

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstenilen saatte patlaması önceden ayarlanmış bomba

saatlik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli bir saat süresince yapılan veya olan

Örnek:

1. Yedi saatlik evliler, şimdiden mi dünyadan el etek çekiyor?

1. Yedi saatlik evliler, şimdiden mi dünyadan el etek çekiyor?