Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
atletizm
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Beden gücünü, çevikliği, yetenekleri geliştirmeye yarayan koşu, atlama, ağırlık kaldırma, atma vb. tek başına yapılan bireysel sporların genel adı


Lisan : Fransızca athlétisme

atletizmci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atlet


atlı

İlgili Kelimeler:

atlıkarınca, atlı karınca, atlı spor

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Atı olan

Örnek:

1. Atlı araba ormanın içinden geçen ince bir yolda çıngırak sesleriyle uzaklaşıyor.

1. Atlı araba ormanın içinden geçen ince bir yolda çıngırak sesleriyle uzaklaşıyor.

2. isim , isim , isim , isim , Ata binmiş kimse, süvari

Örnek:

1. Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

1. Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

3. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Binek atı kullanan (asker veya asker sınıfı)

Örnek:

1. Biraz sonra da atlı jandarma yetişti.

1. Biraz sonra da atlı jandarma yetişti.


atlı karınca
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İri bir tür karınca (Ponera grandis)


atlı spor
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , At üzerinde yapılan bütün sporların genel adı


atlıkarınca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yere dikilmiş bir eksen çevresinde döndürülen askılara takılı oyuncak at, uçak vb.nden oluşan bir eğlence aracı

Örnek:

1. Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi.

1. Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi.


Telaffuz : atlı'karınca

atlıya saat olmaz
Anlamı:

1. `elinde bol imkânlar olan kimse, uzun bir süre içinde yapılabilecek işi çok kısa bir zamanda yapabilir` anlamında kullanılan bir söz


atma

İlgili Kelimeler:

cirit atma, çekiç atma, disk atma, gülle atma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atmak işi

Örnek:

1. Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim?

1. Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim?


atma Recep, din kardeşiyiz
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , `söylediklerin hep yalan, hep abartma ancak biz bunun farkındayız` anlamında kullanılan bir söz


atmaca
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kartalgillerden, ava alıştırılabilen küçük bir yırtıcı kuş, akkuş (Accipiter nisus)


atmak fiil

İlgili Kelimeler:

füzeatar, kazaratar, kükürtatar, roketatar, atardamar

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak

Örnek:

1. Taşı suya atmak.

1. Taşı suya atmak.

2. Bir şeyi yere doğru bırakmak

3. Bir kimsenin ilişiğini kesmek

4. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Koymak

Örnek:

1. Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz.

1. Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz.

5. Rastgele bir kenara koymak

6. nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Uzatmak

Örnek:

1. Vapurdan iskeleye attılar.

1. Vapurdan iskeleye attılar.

7. Bir yerden başka bir yere taşımak

Örnek:

1. Hazır araba varken eşyayı eve atalım.

1. Hazır araba varken eşyayı eve atalım.

8. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sille, tokat vurmak

9. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Top, tüfek vb. silahları patlatmak

10. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak

Örnek:

1. Ona üç kurşun attı, vuramadı.

1. Ona üç kurşun attı, vuramadı.

11. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Geri bırakmak, ertelemek

Örnek:

1. Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar.

1. Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar.

12. Örtmek

Örnek:

1. Sırtına bir şal attı.

1. Sırtına bir şal attı.

13. Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek

Örnek:

1. Suçu onun üzerine attılar.

1. Suçu onun üzerine attılar.

14. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak

15. -i , -i , -i , -i , İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak

Örnek:

1. Bu lüzumsuz eşyayı atmalı.

1. Bu lüzumsuz eşyayı atmalı.

16. -i , -i , -i , -i , Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek

Örnek:

1. Şapka inkılabıyla fesi attık.

1. Şapka inkılabıyla fesi attık.

17. -i , -i , -i , -i , Çıkarmak, dışarıya vermek

Örnek:

1. Yabancı cisimleri vücut atar.

1. Yabancı cisimleri vücut atar.

18. -i , -i , -i , -i , Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak

Örnek:

1. Köprüyü dinamitle attılar.

1. Köprüyü dinamitle attılar.

19. -i , -i , -i , -i , Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak

Örnek:

1. Pamuğu atmak.

1. Pamuğu atmak.

20. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çatlamak

21. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yırtılmak

22. -den , -den , -den , -den , Yapışık olduğu yerden ayrılmak

23. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kalp, nabız vurmak, çarpmak

Örnek:

1. Kalbi hızlı hızlı atıyor.

1. Kalbi hızlı hızlı atıyor.

24. -i , -i , -i , -i , Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak

Örnek:

1. Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı.

1. Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı.

25. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak

26. -i , -i , -i , -i , Değerini eksiltmek

27. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Göndermek, yollamak

Örnek:

1. Mektup atmak.

1. Mektup atmak.

28. -den , -den , -den , -den , Terk etmek

29. argo , argo , argo , argo , Götürmek

Örnek:

1. Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış.

1. Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış.

30. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Söylemek

Örnek:

1. Gazel attı.

1. Gazel attı.

31. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Yalan veya abartmalı söz söylemek

Örnek:

1. Gene atmaya başladı.

1. Gene atmaya başladı.

32. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Bilmeden, kestirerek söylemek

Örnek:

1. Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı.

1. Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı.

33. nesnesiz , nesnesiz , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , nesnesiz , nesnesiz , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , İçki içmek

Örnek:

1. Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım.

1. Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım.


atmasyon
Anlamı:

1. isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , 343 uydurma


atmık

İlgili Kelimeler:

atmık kanalı

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Meni


atmık kanalı
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Spermayı idrar yoluna salan iki kanal


atmosfer

İlgili Kelimeler:

atmosfer basıncı

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yeri veya herhangi bir gök cismini saran gaz tabakası, gaz yuvarı

2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Hava yuvarı

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İçinde yaşanılan ve etkisinde kalınan ortam, hava

Örnek:

1. Ben akşama kadar ruhunu sarmış olan facia atmosferinden kurtulmak isterim.

1. Ben akşama kadar ruhunu sarmış olan facia atmosferinden kurtulmak isterim.

4. fizik , fizik , fizik , fizik , Basınç birimi olarak kullanılan, 15 °C'de deniz yüzeyinde, 76 santimetre uzunluğunda ve tabanı 1 santimetrekare olan cıva sütununun ağırlığı (1 kilogram 33 gram)


Lisan : Fransızca atmosphère

atmosfer basıncı
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Atmosferin etrafını sardığı nesnelere her yönden uyguladığı basınç


atmosferik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , gök bilimi , gök bilimi , sıfat , sıfat , gök bilimi , gök bilimi , Atmosferle ilgili, cevvi


Lisan : Fransızca atmosphérique

atol
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Mercan adası


Telaffuz : Maldiv adaları yerlilerinin dilinden

atölye

İlgili Kelimeler:

atölye resmi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zanaatçıların veya resim, heykel sanatlarıyla uğraşanların çalıştığı yer, işlik

Örnek:

1. Ne atölyem ne fırçam ne paletim var.

1. Ne atölyem ne fırçam ne paletim var.


Lisan : Fransızca atelier

Telaffuz : atö'lye

atölye resmi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir işin ayrıntılarını gösteren ve atölyede yapım sırasında kullanılan 1/1 ölçüdeki teknik resim


atom

İlgili Kelimeler:

atom ağırlığı, atom bombası, atom çağı, atom çekirdeği, atom enerjisi, atom karınca, atom numarası, atom reaktörü, atom santrali, atom sayısı

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal ögeyi oluşturan parçacık

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yaprakları üst üste sarılı topak marul

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Eski Yunan filozoflarına göre gerçeğin son, artık bölünemez, bozulamaz diye tasarlanan temel ögeleri


Lisan : Fransızca atome

atom ağırlığı
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Herhangi bir atomun 16 sayısı ile gösterilen oksijen atomuna göre ağırlığı


atom bombası
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Atom çekirdeklerinin parçalanması sonucu enerji oluşması temeline dayanan bomba


atom çağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atom enerjisinin insanlığın hizmetine girdiği çağ


atom çekirdeği
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Atomun çekim kuvvetinin etkisiyle, çevresinde elektronlar dolaşan, proton ve nötronlardan oluşan pozitif elektron yüklü merkez bölümü, çekirdek