92406 kayıt bulundu.
recmetmek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Taşa tutma, taşa tutarak öldürme
Lisan : Arapça recm
reçine kanalı, reçine kesesi, reçine yağı, köknar reçinesi, melamin reçinesi
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı veya yarı akışkan organik salgı maddesi, ağaç sakızı
1. Ata Efendi, depoya yığılı kerestelerin reçine kokusundan hazzettiğini anladı.
1. Ata Efendi, depoya yığılı kerestelerin reçine kokusundan hazzettiğini anladı.
2. kimya , kimya , kimya , kimya , Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay madde
Lisan : Rumca
Telaffuz : reçi'ne
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Genellikle çam türü ağaçlarda bulunan, başkesitte gözeneklere benzeyen küçük noktalar hâlinde görülen, içi reçine dolu bölüm
1. isim , isim , isim , isim , Bazı açık tohumlular ile benzerlerinde bulunan ve reçineli maddelerin birikmesine yarayan küçük kese
1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Taşa tutmak, taşa tutarak öldürmek
Lisan : Arapça recm + Türkçe etmek
Telaffuz : re'cmetmek
1. isim , isim , isim , isim , Yazılmış bir metin üzerinde gereken düzeltmeleri yaparak yazıyı yayıma hazır duruma getirme
2. Yazı yazma, kaleme alma
Lisan : Fransızca rédaction
1. isim , isim , isim , isim , Yazılmış bir metin üzerinde gereken düzeltmeleri yaparak yazıyı yayıma hazır duruma getiren kimse
2. Yazı yazan, bir yazıyı kaleme alan kimse
Lisan : Fransızca rédacteur
1. -i , -i , -i , -i , Reddetme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Hayırda bulunma şevk ve heyecanı içinde olduğunuzu reddedebilmek çok zor.
1. Hayırda bulunma şevk ve heyecanı içinde olduğunuzu reddedebilmek çok zor.
2. Reddetme becerisi bulunmak
Lisan : Arapça redd + Türkçe edebilmek
Telaffuz : re'ddebilmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Reddetme işine konu olmak
1. Kararın ertelenme teklifleri de reddedildi.
1. Kararın ertelenme teklifleri de reddedildi.
Telaffuz : re'ddedilmek
1. isim , isim , isim , isim , Reddetme işi
1. Çehov'un kendisine verilen bir şeref üyeliğini Gorki'ye verilmedi diye reddedişi herkesin malumudur.
1. Çehov'un kendisine verilen bir şeref üyeliğini Gorki'ye verilmedi diye reddedişi herkesin malumudur.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Verilen veya yapılması istenen bir şeyi kabul etmemek, geri çevirmek
1. Kendisine evlenme teklif ettim, reddetti.
1. Kendisine evlenme teklif ettim, reddetti.
2. -den , -den , -den , -den , Aileden olan birini aileden bir kişi olarak saymamak, tanımamak
1. Evlatlıktan reddettim, evime koymayacağım.
1. Evlatlıktan reddettim, evime koymayacağım.
3. Yalanlamak, çürütmek
1. Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim.
1. Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim.
Lisan : Arapça redd + Türkçe etmek
Telaffuz : re'ddetmek
1. -i , -i , -i , -i , Reddetmek
Lisan : Arapça redd + Türkçe eylemek
Telaffuz : re'ddeylemek
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Hâkimi istememe, kabul etmeme, reddetme
Lisan : Arapça redd + ḥākim
Telaffuz : re'ddihâkim
1. isim , isim , isim , isim , Her türlü sonucuyla mirası istememe, kabul etmeme, reddetme
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Özellikle politikada kendinin veya partinin geçmişini tanımama
Lisan : Arapça redd + mīrās̱
Telaffuz : re'ddimiras