92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Rahatsız olma durumu, tedirginlik
1. Bununla beraber içimde bir rahatsızlık var, unutulmaktan korkuyorum.
1. Bununla beraber içimde bir rahatsızlık var, unutulmaktan korkuyorum.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hastalık
1. tedirgin olmak, huzurunun ve rahatının kaçtığını hissetmek
1. Anasını ayakta, kara, korkunç bir yüzle görünce tuhaf bir rahatsızlık duydu.
1. Anasını ayakta, kara, korkunç bir yüzle görünce tuhaf bir rahatsızlık duydu.
1. isim , isim , isim , isim , Kadın rahip
1. İşgali müteakip tekmil yabancı kadınları, rahibeler ve hasta bakıcılar da dâhil, alıp götürdüler.
1. İşgali müteakip tekmil yabancı kadınları, rahibeler ve hasta bakıcılar da dâhil, alıp götürdüler.
Lisan : Arapça rāhibe
Telaffuz : ra:hibe
rahim içi araç, ana rahmi
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Döl yatağı
Lisan : Arapça raḥm
sılayırahim
1. isim , isim , isim , isim , Acıma, esirgeme
Lisan : Arapça raḥm
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Koruyan, acıyan, merhamet eden (Tanrı)
2. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Koruyarak, acıyarak, merhamet ederek
1. Fakat pederimiz hiçbir zaman bendenize rahîm davranmamıştır.
1. Fakat pederimiz hiçbir zaman bendenize rahîm davranmamıştır.
Lisan : Arapça raḥīm
Telaffuz : rahi:m
başrahip
1. isim , isim , isim , isim , Hristiyanlarda genellikle manastırda yaşayan evlenmemiş papaz, keşiş, karabaş
1. Üstünde nedense rahip giysisi, başında da defne dalından bir çelenk var.
1. Üstünde nedense rahip giysisi, başında da defne dalından bir çelenk var.
Lisan : Arapça rāhib
Telaffuz : ra:hip
başrahiplik
1. isim , isim , isim , isim , Rahip olma durumu
2. Rahibin görevi
rahleitedris
1. isim , isim , isim , isim , Üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen alçak, küçük masa
1. İlk defa yeni usul bir rahleye oturtuldum.
1. İlk defa yeni usul bir rahleye oturtuldum.
Lisan : Arapça raḥle
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Birinin bilgisi ve görgüsü altında alınan eğitim
Lisan : Arapça raḥle + tedrīs
Telaffuz : ra'hleitedri:si
1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , Herkese, her canlıya merhamet eden (Tanrı)
Lisan : Arapça raḥmān
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Tanrı ile ilgili, tanrısal
1. O, meyvelerin tadında, yarınki Cennet'in rahmani kokularını duymasını bilirdi.
1. O, meyvelerin tadında, yarınki Cennet'in rahmani kokularını duymasını bilirdi.
Lisan : Arapça raḥmānī
Telaffuz : rahma:ni:
1. isim , isim , isim , isim , Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme
1. Allah rahmet eylesin.
1. Allah rahmet eylesin.
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yağmur
1. Kubbedeki açıktan rahmet yağar, güneş vurur.
1. Kubbedeki açıktan rahmet yağar, güneş vurur.
Lisan : Arapça raḥmet
1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , `Allah rahmet eylesin` anlamında ölüler anılırken kullanılan bir iyi dilek sözü
1. isim , isim , isim , isim , `Tanrı'nın rahmetine kavuşmuş, bağışlanmış` anlamlarında ölmüş Müslümanları saygıyla anmak için ad veya unvanlarının başına getirilen bir söz
1. Ben, rahmetli pederden miras kalan bakkal dükkânını işletirim.
1. Ben, rahmetli pederden miras kalan bakkal dükkânını işletirim.
2. Merhum, merhume
1. Rahmetli, insanların en iyilerinden biriydi.
1. Rahmetli, insanların en iyilerinden biriydi.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gedik
1. Bir taraftan aylık taksiti bütçesinde büyük bir rahne açan bu borcu senelerce ödeye ödeye bitirememiş.
1. Bir taraftan aylık taksiti bütçesinde büyük bir rahne açan bu borcu senelerce ödeye ödeye bitirememiş.
Lisan : Farsça raḫne