Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
rahat rahat
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kolaylıkla

Örnek:

1. Yabancı dostlarıyla her konuyu rahat rahat tartışabiliyordu.

1. Yabancı dostlarıyla her konuyu rahat rahat tartışabiliyordu.


rahat yüzü görmemek
Anlamı:

1. hiç rahat etmemek

Örnek:

1. Derler ki bugünden itibaren Zeliha'nın kalbi rahat yüzü görmedi.

1. Derler ki bugünden itibaren Zeliha'nın kalbi rahat yüzü görmedi.


rahata ermek
Anlamı:

1. rahatlamak


rahata kavuşmak
Anlamı:

1. rahatlamak


rahatça
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , (raha'tça) Rahat bir biçimde

Örnek:

1. Buradan hem aşağı obayı hem yukarı obayı rahatça seyredebiliyordu.

1. Buradan hem aşağı obayı hem yukarı obayı rahatça seyredebiliyordu.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Rahat


rahatı kaçmak
Anlamı:

1. rahatsız, tedirgin olmak, üzülmek

Örnek:

1. Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi.

1. Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi.


rahatına bakmak
Anlamı:

1. hiçbir şeye aldırış etmeyerek rahatını sağlamaya çalışmak


rahatlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rahatlamak işi, relaks


rahatlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üzüntü, sıkıntı, tedirginlik veren bir durum ortadan kalkmak veya azalmak, rahata kavuşmak

Örnek:

1. O çirkin, kaba kunduralarla sıcak günde serin denize dalmışım gibi rahatladım.

1. O çirkin, kaba kunduralarla sıcak günde serin denize dalmışım gibi rahatladım.

2. Sakinleşmek


rahatlatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rahatlatabilmek işi


rahatlatabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Rahatlatma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Rahatlatma becerisi bulunmak


rahatlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rahatlatmak işi


rahatlatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Rahatlamasını sağlamak, ferahlatmak


rahatlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rahatlayabilmek işi


rahatlayabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Rahatlama ihtimali veya imkânı bulunmak


rahatlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rahatlama işi


rahatlayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rahatlayıvermek işi


rahatlayıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak veya kısa sürede rahatlamak


Telaffuz : rahatlayı'vermek

rahatlık

İlgili Kelimeler:

gönül rahatlığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzüntüsü, sıkıntısı, tedirginliği olmama durumu, rahat

Örnek:

1. Galiba altı ay sonra, bu kadar bol yemek, yiyecek ve rahatlık içinde iyice semizleyeceğim.

1. Galiba altı ay sonra, bu kadar bol yemek, yiyecek ve rahatlık içinde iyice semizleyeceğim.

2. Yorgunluk veya sıkıntı vermeme durumu

Örnek:

1. Başkalarının rahatlık saydığı işlerde sıkıldım, sinir kesildim.

1. Başkalarının rahatlık saydığı işlerde sıkıldım, sinir kesildim.


rahatlıkla
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Rahat bir biçimde, kolaylıkla

Örnek:

1. Birkaç yabancı dili rahatlıkla konuşurken ana dilini bilmeyen ve bigâne düşmüş dudaklar susmalıdır.

1. Birkaç yabancı dili rahatlıkla konuşurken ana dilini bilmeyen ve bigâne düşmüş dudaklar susmalıdır.


Telaffuz : rahatlı'kla

rahatsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz

Örnek:

1. Ömer Ağa rahatsız bir gülümseme ile yüzünü biraz daha buruşturdu.

1. Ömer Ağa rahatsız bir gülümseme ile yüzünü biraz daha buruşturdu.

2. Rahat kullanılmayan, sıkıntı, tedirginlik veren

Örnek:

1. Bu sandalye pek rahatsız.

1. Bu sandalye pek rahatsız.

3. Hasta, keyifsiz


rahatsız etmek
Anlamı:

1. rahatını bozmak, rahatını, keyfini kaçırmak

Örnek:

1. Geceleyin aptalca tık tıklarıyla insanı rahatsız eden bir masa saati imiş.

1. Geceleyin aptalca tık tıklarıyla insanı rahatsız eden bir masa saati imiş.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kısa süreli meşgul etmek


rahatsız olmak
Anlamı:

1. rahatı bozulmak, keyfi kaçmak, sağlığı bozulmak

Örnek:

1. O rahatsız olunca ben de inadına bakmaya başladım.

1. O rahatsız olunca ben de inadına bakmaya başladım.


rahatsızlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rahatsızlanmak işi


rahatsızlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sağlığı bozulmak, hastalanmak, rahatsız olmak