radyografi

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , tıp , tıp , isim , isim , fizik , fizik , tıp , tıp , Bir organ veya cismin biçimini X ışınlarından yararlanarak görüntüleme

Örnek:

1. Radyografi birçok hastalıkların tanısına yardım eder.

1. Radyografi birçok hastalıkların tanısına yardım eder.

2. Bu teknikle alınan fotoğraf

Örnek:

1. Ağzımın radyografisini, kalıbını alıp Paris'e gönderdiler.

1. Ağzımın radyografisini, kalıbını alıp Paris'e gönderdiler.

Lisan : Fransızca radiographie

radyogram

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Telsiz telgrafla verilen haber ve bunun yazılı olduğu kâğıt

Lisan : Fransızca radiogramme

radyoizotop

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Doğal bir elementin radyoaktif izotopu

Lisan : Fransızca radio-isotope

Telaffuz : ra'dyoizotop

radyokimya

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , fizik , fizik , isim , isim , kimya , kimya , fizik , fizik , Radyoaktif cisimleri ve onların kimyasal özelliklerini inceleyen bilim dalı

Lisan : Fransızca radio + Arapça kīmyā

Telaffuz : ra'dyokimya:

radyolink

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Radyo, telefon, televizyon, teleks vb. iletişim araçlarının kablo bağlantısı olmaksızın, istasyonlar arasında veya stüdyo ile verici istasyon arasında yüksek frekanslı radyo dalgaları ile bağlantı kurmasına yarayan sistem

Lisan : İngilizce radio link

Telaffuz : ra'dyolink

radyolog

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Işın bilimci

Lisan : Fransızca radiologue

Telaffuz : l ince okunur

radyoloji

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Işın bilimi

Lisan : Fransızca radiologie

Telaffuz : l ince okunur

radyolojik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Radyoloji ile ilgili

Lisan : Fransızca radiologique

Telaffuz : l ince okunur

radyometre

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Işınölçer

Lisan : Fransızca radiomètre

Telaffuz : ra'dyome'tre

radyometri

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Işıma şiddetinin ölçümü

Lisan : Fransızca radiométrie

Telaffuz : ra'dyometri

radyometrik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Radyometri ile ilgili

Lisan : Fransızca radiométrique

Telaffuz : ra'dyometrik

radyoskopi

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , tıp , tıp , isim , isim , fizik , fizik , tıp , tıp , Bir organ veya cismin her türlü açıdan biçiminin ve hareketlerinin ışınlar altında incelenmesini sağlayan muayenesi

Lisan : Fransızca radioscopie

radyoteknoloji

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Elektro filmi çekme tekniği

Lisan : Fransızca radiotechnologie

Telaffuz : ra'dyoteknoloji, l ince okunur

radyotelefon

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Telsiz telefon

Lisan : Fransızca radiotéléphone

Telaffuz : ra'dyotelefon

radyotelgraf

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Telsiz telgraf

Lisan : Fransızca radiotélégraphe

Telaffuz : ra'dyotelgraf

radyoterapi

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , tıp , tıp , isim , isim , fizik , fizik , tıp , tıp , Işın tedavisi

Lisan : Fransızca radiothérapie

Telaffuz : ra'dyoterapi

radyum

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 88, atom ağırlığı 226,05 olan, 700 °C'de eriyen, 1898 yılında Pierre Curie ve eşi tarafından bulunan, soğukta suyu ayrıştıran, ışın etkinliği çok bir element (simgesi Ra)

Örnek:

1. Küçük ve radyum mineli zarif bir saat çıkardı.

1. Küçük ve radyum mineli zarif bir saat çıkardı.

Lisan : Fransızca radium

Telaffuz : ra'dyum

raf

İlgili Kelimeler:

raf ömrü, açık raf, köşe rafı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha

Örnek:

1. Nuran, etajerin orta rafından büyük bir kartpostal albümü aldı.

1. Nuran, etajerin orta rafından büyük bir kartpostal albümü aldı.

Lisan : Arapça reff

raf ömrü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli katkı maddeleriyle kalıcılığı sağlanmış bir ürünün bozulmadan korunduğu süre

rafa koymak (veya kaldırmak)

Anlamı:

1. savsaklamak, artık üstünde durmamak, ihmal etmek

Örnek:

1. Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir.

1. Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir.

Ön Takı : (bir şeyi)

rafadan

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaynar suda kabuğu ile az pişirilmiş (yumurta)

rafinaj

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arıtım

Lisan : Fransızca raffinage

rafinatör

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Odun liflerini içinde bulunabilecek yabancı maddelerden arıtma ünitesi

Lisan : Fransızca raffinateur

rafine

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kristalleştirme, damıtma gibi ayırma yöntemleriyle istenmeyen maddelerden arındırılmış (yağ, petrol vb.)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hassas, duygulu, nazik, ince, seçkin

Örnek:

1. Alabildiğine entelektüel, rafine, ayrıntılı bir duygululuk sahibi.

1. Alabildiğine entelektüel, rafine, ayrıntılı bir duygululuk sahibi.

Lisan : Fransızca raffiné

rafineri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arıtımevi

Lisan : Fransızca raffinerie