Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
parselletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parselletmek işi


parselletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Parsellere ayırtmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Paylaştırmak


parselli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Parsellere ayrılmış

Örnek:

1. Parselli arazi.

1. Parselli arazi.


parşömen

İlgili Kelimeler:

parşömen kâğıdı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazı yazmak, resim yapmak için özel olarak hazırlanan deri, tirşe

Örnek:

1. Duvarlardaki raflarda kurtların kemire kemire bitiremediği el yazmaları, parşömenler ve harita ruloları vardı.

1. Duvarlardaki raflarda kurtların kemire kemire bitiremediği el yazmaları, parşömenler ve harita ruloları vardı.


Lisan : Fransızca parchemin

parşömen kâğıdı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parşömene benzetilerek yapılan, mat, dayanıklı ve hafifçe saydam kâğıt


part-time
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , yarım gün


Lisan : İngilizce part-time

partal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok kullanılmaktan yıpranmış

Örnek:

1. Vücudu eski partal esvapları içinde çarpık çurpuk eski bir değneğe dönmüştü.

1. Vücudu eski partal esvapları içinde çarpık çurpuk eski bir değneğe dönmüştü.

2. isim , isim , isim , isim , Abartılmış söz, yalan


partal atmak
Anlamı:

1. yalan söylemek

Örnek:

1. Ne partallar attı gayrı.

1. Ne partallar attı gayrı.


partenogenez
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Döllenmesiz üreme


Lisan : Fransızca parthénogenése

parter
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiyatro, sinema vb. yerlerde, sahnenin bulunduğu ilk kat ve burada bulunan koltuklar

Örnek:

1. Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi.

1. Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi.


Lisan : Fransızca parterre

parti

İlgili Kelimeler:

gardenparti

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir bütünün parçası, kısım

Örnek:

1. Yedi sekiz balyalık bir partiden bir buçuk iki kilo tütün yürütüyordu.

1. Yedi sekiz balyalık bir partiden bir buçuk iki kilo tütün yürütüyordu.

2. Bazı oyunlarda bir kez

Örnek:

1. Öğle sonları birkaç parti tavla oynamaktan hiç vazgeçmiyorduk.

1. Öğle sonları birkaç parti tavla oynamaktan hiç vazgeçmiyorduk.

3. Bir kişi, bir kuruluş veya bir topluluğun, çoğu belli bir şeyi kutlamak amacıyla düzenledikleri eğlence

Örnek:

1. Gülümhan'ın partisinde tanışır gibi olmuştuk.

1. Gülümhan'ın partisinde tanışır gibi olmuştuk.

4. Bir araya gelinerek oynanan tavla, konken, okey vb. oyunlardan her biri

5. Bir yere bölümler hâlinde gönderilmekte olan bir malın veya bir bütünün parçası

6. Herhangi bir ürünün tek seferde bir yerden başka bir yere gönderilen bölümü

Örnek:

1. İkinci parti mal bugün geliyor.

1. İkinci parti mal bugün geliyor.

7. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Tutam (II)

8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok ucuza elde edilen şey

9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Vurgun, kazanç

Örnek:

1. Kazanmakta olduğu partinin güme gitmesinden korkan terlikçi İhsan...

1. Kazanmakta olduğu partinin güme gitmesinden korkan terlikçi İhsan...

10. müzik , müzik , müzik , müzik , Armoniyi oluşturan ezgilerden her biri


Lisan : Fransızca partie

parti

İlgili Kelimeler:

parti ocağı, partilerüstü, kardeş parti, merkez parti, siyasal parti, siyasi parti, muhalefet partisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka

Örnek:

1. Parti tarafından önerilen genel konular ile ozanın duyduğu şey arasında çelişki olamaz.

1. Parti tarafından önerilen genel konular ile ozanın duyduğu şey arasında çelişki olamaz.

2. İnsan topluluğu


Lisan : Fransızca parti

parti çevirmek
Anlamı:

1. kâğıt oyunları, tavla vb.nde bir parti oynamak


parti ocağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parti çalışmalarının yapıldığı en küçük birim

Örnek:

1. Burası senin bildiğin parti ocaklarından değil, kahve ocağı.

1. Burası senin bildiğin parti ocaklarından değil, kahve ocağı.


parti vermek
Anlamı:

1. bir şeyi kutlamak veya eğlenmek için birçok kimseyi bir araya toplamak

Örnek:

1. Unuttun mu, geçen sonbahar orada bir parti vermiştiniz, ben de vardım.

1. Unuttun mu, geçen sonbahar orada bir parti vermiştiniz, ben de vardım.


partici
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parti üyesi, fırkacı

Örnek:

1. Particiler köyleri dolaşıyorlar.

1. Particiler köyleri dolaşıyorlar.

2. Bir partiye çok bağlı olan, o partinin öğretisini savunmayı, onun çıkarlarını korumayı amaç edinen kimse, fırkacı, partizan

Örnek:

1. İnce işlere pek aklı ermezdi, politikacı ve partici sayılmazdı.

1. İnce işlere pek aklı ermezdi, politikacı ve partici sayılmazdı.

3. Siyasi gücünü yalnız kendi yandaşlarına çıkar sağlamak için kullanan kimse, fırkacı, partizan


particilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir partiden yana olma, fırkacılık, partizanlık


particilik yapmak
Anlamı:

1. bağlı olduğu partiyi veya partinin düşüncelerini savunan kişileri kayırmak


partikül
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Parçacık


Lisan : Fransızca particule

partiküllü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Parçacıklı


partilerüstü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Siyasi partilerin savunduğu görüş ve düşüncelerin üzerinde ülke gerçeklerine ve çıkarlarına uygun olarak birleştiricilik, uzlaştırıcılık özelliği olan (görüş, konu veya kimse)

2. Düşünceleriyle herhangi bir siyasi partinin görüşlerine bağlı olmayan (kimse)

3. İlke açısından hiçbir siyasi partiye bağlı olmaması gereken (konum)


Telaffuz : partile'rüstü

partileşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Partileşmek işi


partileşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Parti durumuna gelmek


partileştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Partileştirmek işi


partileştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Partileşme işini yaptırmak