92406 kayıt bulundu.
çok partili, tek partili
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir partiden olan (kimse)
çok partililik
1. isim , isim , isim , isim , Partili olma durumu
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Sıfat-fiil
Lisan : Fransızca participe
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Bir orkestra eserinde bölümlerin bütününü içine alan nota defteri
Lisan : Fransızca partition
1. elde etmeye çalıştığı bir kazancı karşısındakine kaptırmak
2. başkasıyla çekiştiği bir konuda yenilmek
1. Kızın gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu. İmam partiyi kaybediyordu.
1. Kızın gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu. İmam partiyi kaybediyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Partici
2. Düşmanlarına karşı mücadele verirken cephe gerisinde silahlı harekete katılan kimse
Lisan : Fransızca partisan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Partizana yakışan
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (partiza'nca) Partizana yakışır bir biçimde
1. isim , isim , isim , isim , Partizan olma durumu
2. Partizanca davranma
3. Particilik
1. Eğer partizanlık edeceksen bizim tarafı tutacaksın.
1. Eğer partizanlık edeceksen bizim tarafı tutacaksın.
1. isim , isim , isim , isim , Eş
2. Ortak
3. Takım arkadaşı
4. Cinsellikte tarafların her biri
Lisan : Fransızca partenaire
1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Hindistan'da toplumsal sınıfların dışında kalanlar
1. Paryalar her türlü toplumsal haklardan yoksundurlar.
1. Paryalar her türlü toplumsal haklardan yoksundurlar.
2. Herkes tarafından hor görülen ve aşağılanan kimse, ayaktakımı
1. Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya / Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya
1. Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya / Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya
Lisan : Fransızca paria
Telaffuz : pa'rya
sektirme pas, tek pas, ara pası, duvar pası
1. isim , isim , isim , isim , Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz
Lisan : Fransızca passe
pas mantarı, pas rengi, akpas, bodur pas, kir pas, bakır pası, buğday pası, demir pası
1. isim , isim , isim , isim , Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde
1. Demirin tozu ve pası dev işçilerin kirpiklerine yağar, gözlerine dolardı.
1. Demirin tozu ve pası dev işçilerin kirpiklerine yağar, gözlerine dolardı.
2. Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı veya kahverengi lekeler
3. Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı
4. kimya , kimya , kimya , kimya , Demir veya demir alaşımlarının aşınması sonunda ortaya çıkan ve esas itibarıyla demir oksit ve hidroksitten meydana gelen aşınma türü
5. tıp , tıp , tıp , tıp , Bar (IV)
1. Hastanın dilindeki pas.
1. Hastanın dilindeki pas.
1. spor , spor , spor , spor , bazı top oyunlarında bir oyuncu takım arkadaşından gelen topu kullanmak
1. Biçimli yerlerde durup paslar alır, ofsayt durumlarında beleş goller çıkarırdı.
1. Biçimli yerlerde durup paslar alır, ofsayt durumlarında beleş goller çıkarırdı.
1. spor , spor , spor , spor , bazı top oyunlarında bir oyuncu takım arkadaşına top geçirmek
2. argo , argo , argo , argo , karşı cinse umut ve cesaret vermek
1. bazı iskambil oyunlarında o ele katılmamak
2. `geçiniz` demek
3. argo , argo , argo , argo , vazgeçmek, caymak, aldırış etmemek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Pas mantarıgillerden, buğdaygillerde ve baklagillerde pas hastalığına sebep olan mantar (Uromyces)
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitkilerin üzerinde yaşayarak pas denilen lekeler yapan asalak bir mantar takımı
1. isim , isim , isim , isim , Kırmızıyla kahverengi arasındaki renk
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
1. paslı duruma gelmek, paslanmak
2. çalışamaz duruma gelmek
1. Hokkaların içinde mürekkep kurumuş, kalemler pas tutmuştu.
1. Hokkaların içinde mürekkep kurumuş, kalemler pas tutmuştu.
1. argo , argo , argo , argo , yüz vermemek, ilgi göstermemek
2. karşı cinse umut ve cesaret vermemek