Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
parıldayıcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parıldama özelliği veya niteliği bulunan madde


parıldayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parıldama işi

Örnek:

1. Bir dakika sonra başka bir parıldayış geçiyor gibi gelirdi.

1. Bir dakika sonra başka bir parıldayış geçiyor gibi gelirdi.


parıltı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parıldama, göze çarpan parlaklık

Örnek:

1. Pamuk için için yanıyor, zaman zaman küçük parıltılar çıkarıyordu.

1. Pamuk için için yanıyor, zaman zaman küçük parıltılar çıkarıyordu.


parıltılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Parlaklığı olan, parıldayan, ışıltılı, yalabık

Örnek:

1. Nihayet yuvanın girişine şan ve şatafat sağlamak üzere oraya parıltılı taşlar ve midye kabukları diziyormuş.

1. Nihayet yuvanın girişine şan ve şatafat sağlamak üzere oraya parıltılı taşlar ve midye kabukları diziyormuş.


parıltısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Parlaklığı olmayan


parite
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki ülke parasının karşılıklı değeri


Lisan : Fransızca parité

park

İlgili Kelimeler:

park saati, park sayacı, park yeri, lunapark, millî park, otopark, ağaç parkı, botanik parkı, makine parkı, su parkı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli bahçe

Örnek:

1. Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel.

1. Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel.

2. Otopark

3. Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi

4. Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer


Lisan : Fransızca parc

park etmek
Anlamı:

1. taşıtları trafik kuralları bakımından uygun bir yerde belli süre bırakmak


park saati
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parkmetre


park sayacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parkmetre


park yeri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otopark


parka
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Genellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük

2. Genellikle gençlerin giydiği başlıklı bir tür üstlük


Lisan : Fransızca parka

Telaffuz : pa'rka

parkçı

İlgili Kelimeler:

otoparkçı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parkı işleten kimse


parkçılık

İlgili Kelimeler:

otoparkçılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parkçının işi


parke

İlgili Kelimeler:

parke taşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçalarının veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme

2. Bu döşemede kullanılan, aynı boydaki küçük tahta parçası

Örnek:

1. Ön tarafta parke, laminant gibi inşaat malzemeleri satan bir dükkân olmalıydı.

1. Ön tarafta parke, laminant gibi inşaat malzemeleri satan bir dükkân olmalıydı.

3. Parke taşı

Örnek:

1. İstasyon caddesinin bozuk parkeleri boyunca yürüyüp gidiyor.

1. İstasyon caddesinin bozuk parkeleri boyunca yürüyüp gidiyor.


Lisan : Fransızca parquet

parke taşı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yol yapımında kullanılan, düzgün ve çeşitli biçimlerde taş, parke

Örnek:

1. Parke taşları ıslaktı, günlerdir yağmur yağmadığı hâlde yağmış gibi.

1. Parke taşları ıslaktı, günlerdir yağmur yağmadığı hâlde yağmış gibi.


parkeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parke yapan, satan veya döşeyen kimse


parkecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parkeci olma durumu

2. Parkecinin işi veya mesleği


parkeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parkelemek işi


parkelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Parke ile döşemek


parkeletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parkeletmek işi


parkeletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Parke ile döşetmek


Parkinson hastalığı
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Özellikle kol ve bacak kaslarının sertleştiği, hastada sürekli titreme ve hafif sallantının görüldüğü bir merkezî sinir sistemi bozukluğu

Örnek:

1. Vicdan'ın Parkinson hastalığının ufacık bıraktığı gövdesinin sönmesine altmış yıl var.

1. Vicdan'ın Parkinson hastalığının ufacık bıraktığı gövdesinin sönmesine altmış yıl var.


parkmetre
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Paralı park yerlerinde aracın kaldığı süreyi belirleyen saat, park sayacı, park saati, parkometre


Lisan : Fransızca parcmètre

Telaffuz : parkme´tre

parkometre
Anlamı:

1. Parkmetre


Lisan : Fransızca parcomètre

Telaffuz : parko'metre