Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
parasızlık

İlgili Kelimeler:

beş parasızlık, on parasızlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parasız olma durumu

Örnek:

1. Parasızlıktan, ani ve garip bir şekilde geliveren birkaç yüz liralık elektrik ücretini ödeyememiştim.

1. Parasızlıktan, ani ve garip bir şekilde geliveren birkaç yüz liralık elektrik ücretini ödeyememiştim.


parasızlık çekmek
Anlamı:

1. para yönünden sürekli sıkıntı içinde olmak

Örnek:

1. Ömrünün büyük bölümünde parasızlık çekmiş olan bir çeşit kumarbazdı.

1. Ömrünün büyük bölümünde parasızlık çekmiş olan bir çeşit kumarbazdı.


paraşüt

İlgili Kelimeler:

paraşüt birlikleri, paraşüt kulesi, tandem paraşütü, yamaç paraşütü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava taşıtından veya yüksek bir yerden atılan bir cismin veya atlayan bir insanın kontrollü biçimde yere inmesini sağlayan araç


Lisan : Fransızca parachute

paraşüt birlikleri
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Paraşütçü birlikler


paraşüt kulesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Paraşütle atlama eğitiminin yapıldığı kule


paraşütçü

İlgili Kelimeler:

paraşütçü birlikler

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Paraşütle atlayarak yere inen kimse


paraşütçü birlikler
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Paraşütle iniş yapmak için yetiştirilmiş asker birlikleri, paraşüt birlikleri


paraşütçülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Paraşütçünün işi


paraşütlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Paraşütü olan


paratiroit bezi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tiroit bezinin yanında yer alan, kandaki kalsiyum düzeyinin normalde tutulmasını denetleyen hormonu salgılayan bez


paratoner
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıldırımsavar


Lisan : Fransızca paratonnerre

paratüberküloz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geviş getirenlerde aside dirençli bir bakterinin sebep olduğu hastalık


Lisan : Fransızca paratuberculose

paravan

İlgili Kelimeler:

paravan menteşesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde, paravana

Örnek:

1. Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm.

1. Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm.

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belli etmeden yararlanılan

Örnek:

1. Onların sıfır hisseye sahip olduğu paravan bir şirketin üzerine yapıldı apartman.

1. Onların sıfır hisseye sahip olduğu paravan bir şirketin üzerine yapıldı apartman.


Lisan : Fransızca paravent

paravan menteşesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düz yaprak menteşelerinin benzeri, üç yapraklı ve iki milli menteşe


paravan yapmak
Anlamı:

1. kendini belli etmeyerek başkasının adından, yetkisinden, gücünden yararlanmak


Ön Takı : (birini)

paravana
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Paravan

Örnek:

1. Tuvalet masası paravana ile yatak odasından ayrılmıştı.

1. Tuvalet masası paravana ile yatak odasından ayrılmıştı.


Lisan : İtalyanca paravento

Telaffuz : parava'na

paraya çevirmek
Anlamı:

1. herhangi bir şeyi para ile değiştirmek


paraya kıymak
Anlamı:

1. gereken yerde para harcamaktan kaçınmamak


paraya para (veya pul) dememek
Anlamı:

1. çok para kazanır olmak

2. elde edilen parayı az bulmak

3. bol para harcamak


paraya sıkışmak
Anlamı:

1. parasız kalmak, para sıkıntısı içinde olmak


parayı araya değil, paraya vermeli
Anlamı:

1. `parayı gerekli yere harcamalı` anlamında kullanılan bir söz


parayı basmak (veya bastırmak)
Anlamı:

1. para vermek

Örnek:

1. Fiyatını söylesem şaşar kalırsın ama aldırmıyorum, basıyorum parayı alıyorum.

1. Fiyatını söylesem şaşar kalırsın ama aldırmıyorum, basıyorum parayı alıyorum.


parayı denize atmak
Anlamı:

1. parayı boşuna harcamak, israf etmek


parayı veren düdüğü çalar
Anlamı:

1. `karşılığını ödediğinde insan istediğini elde edebilir` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Bana kafa tutmaya hiç hakkın yok. Parayı veren düdüğü çalar. Verirsin bir görüşme parası daha.

1. Bana kafa tutmaya hiç hakkın yok. Parayı veren düdüğü çalar. Verirsin bir görüşme parası daha.


parazit
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Asalak

2. Radyo, televizyon, telsiz vb. aygıtların yayınına karışan yabancı ses veya cızırtı

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Herhangi bir işte, olayda sorun çıkaran kimse

Örnek:

1. Zaten ilk fırsatta dökülecek parazitlerdir ki bu sözlerimize gücenip kıyametleri koparmışlardır.

1. Zaten ilk fırsatta dökülecek parazitlerdir ki bu sözlerimize gücenip kıyametleri koparmışlardır.


Lisan : Fransızca parasite