92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Yalnız adın veya ad ve soyadının baş harfleriyle atılan kısa imza
Lisan : Fransızca paraphe
1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Söz karışıklığı
Lisan : Fransızca paraphasie
1. -i , -i , -i , -i , Paraflamak
1. Her üç ayda bir kocaman bir kâğıt yığını teşkil eden sarf evrakını imzalamakla, parafelemekle harcamışımdır.
1. Her üç ayda bir kocaman bir kâğıt yığını teşkil eden sarf evrakını imzalamakla, parafelemekle harcamışımdır.
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Katran, petrol, neft vb. maddelerden çıkarılan, katı, beyaz, yarı saydam, buharı parlak bir alevle yanan, kimyasal etkenlere karşı ilgisiz, katı hidrokarbon, alkan
Lisan : Fransızca paraffine
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birleşiminde parafin bulunan
2. Parafine batırılmış
1. -i , -i , -i , -i , Adının ve soyadının baş harflerini kullanarak imzalamak, parafelemek
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Parayı çok seven, paraya çok düşkün (kimse), para canlısı, paragözlü
1. Bundan dolayı bu paragöz adamın sırf körpeliğinden dolayı aldığı ufak tefek kızcağızı herkes görmek istiyordu.
1. Bundan dolayı bu paragöz adamın sırf körpeliğinden dolayı aldığı ufak tefek kızcağızı herkes görmek istiyordu.
Telaffuz : para'göz
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Paragöz
1. Hayatımda hiçbir zaman menfaat gütmedim, paragözlü olmadım.
1. Hayatımda hiçbir zaman menfaat gütmedim, paragözlü olmadım.
1. isim , isim , isim , isim , Düzyazıların kendi içinde satır başlarıyla ayrıldıkları bölümler
1. Aynı paragraf başları, aynı satır aralıkları, eminim yazıldıkları daktilo bile aynıdır.
1. Aynı paragraf başları, aynı satır aralıkları, eminim yazıldıkları daktilo bile aynıdır.
2. Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri
3. Çengel işareti (§)
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bölüm
1. Söylemiş olduklarının hiç olmazsa son paragrafında gerçek payının yüksek olduğuna inanıyoruz.
1. Söylemiş olduklarının hiç olmazsa son paragrafında gerçek payının yüksek olduğuna inanıyoruz.
Lisan : Fransızca paragraphe
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin saatteki hızını anlamak için kullanılan araç
2. Üzerinde yüzlerce iğneli köstek bulunan uzun balık oltası
1. Paraketalarımızı yemledik, av gereçlerimize çekidüzen verdik, şakalaştık.
1. Paraketalarımızı yemledik, av gereçlerimize çekidüzen verdik, şakalaştık.
Lisan : İtalyanca barchetta
Telaffuz : parake'ta
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Farklı iki yerden çok uzaktaki bir noktaya yönelmiş iki doğru arasındaki açı
2. Dünya'nın yarıçapını bir gezegenden veya Dünya Güneş uzaklığını bir yıldızdan gören açı
Lisan : Fransızca parallaxe
Telaffuz : l ince okunur
1. -i , -i , -i , -i , Parçalamak
2. Yıpratıp eskitmek
1. Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı.
1. Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dövmek, hırpalamak
1. El âlemin çocuklarının tek evladını paraladıklarını düşündükçe aklı başından gidiyordu.
1. El âlemin çocuklarının tek evladını paraladıklarını düşündükçe aklı başından gidiyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Parasızken para elde etmek, parçalanmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Parçalanmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkıntı ve üzüntü içinde, olmayacak bir işle uğraşmak, didinmek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işte çok çaba ve özen göstermek
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Paralama işini yaptırmak veya paralanmasına sebep olmak