92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Parası çok, varlıklı kimse
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Piyasaya yeni para çıkarma
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok para kazanma, işleri iyi gitme
1. darphanede, basımevinde metali veya kâğıdı para durumuna getirmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kumarda ortaya para koymak
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , çok kazanmak
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , çok kazandırmak
1. isim , isim , isim , isim , Bir devletin para için kabul ettiği değer ve eder ölçüsü
1. bir yere yatırılmış paranın tamamını veya bir bölümünü almak
1. Murat Bey artık açık kapatmak için bankadan para çekmiyordu.
1. Murat Bey artık açık kapatmak için bankadan para çekmiyordu.
ağır para cezası
1. isim , isim , isim , isim , İşlenen bir suçun para karşılığının devlete ödenmesini öngören ceza
1. para basmak
2. başka yerde bulunan kimseye posta veya banka ile para göndermek
1. para yetişmemek
1. Emine göğsünün altından çıkardığı rutubetli bir meşin çantanın orta gözünü açtı, hesapladı, kırk para çıkışmıyordu.
1. Emine göğsünün altından çıkardığı rutubetli bir meşin çantanın orta gözünü açtı, hesapladı, kırk para çıkışmıyordu.
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Para alımı ve satımı
1. çok para harcamak
1. Avuç avuç bu fettan kadına para dökerler de doktora on kuruş vermeyi çok görürler.
1. Avuç avuç bu fettan kadına para dökerler de doktora on kuruş vermeyi çok görürler.
1. değeri pahasına satılamamak
2. etkisi olmamak, işe yaramamak
1. Tastamam geriye dönmedik ama dönsek de para etmez.
1. Tastamam geriye dönmedik ama dönsek de para etmez.
1. kazanç sağlamak
1. Hiç ömrümde bir saatimin bu kadar para getirdiğini bilmiyordum.
1. Hiç ömrümde bir saatimin bu kadar para getirdiğini bilmiyordum.
1. `herkes sırasını beklemek zorundadır` anlamında kullanılan bir söz
1. para basmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , çok para kazanmak
1. Büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor.
1. Büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor.
1. çok kazanmak
1. Ayda üç yüz liradan para kırıyorsun, halis muhlis burjuvasın.
1. Ayda üç yüz liradan para kırıyorsun, halis muhlis burjuvasın.
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Para şişkinliğine karşı önlem olarak paranın piyasada azalmasıyla satın alma gücünün artması, deflasyon
2. Piyasada likit para dolaşımını sınırlandırma
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Para kısıtlaması işlemini yapan kimse, deflatör
1. `elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır` anlamında kullanılan bir söz