oydurma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oydurmak işi

oydurmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oymasını sağlamak

öykü

İlgili Kelimeler:

uzun öykü, hayat öyküsü, yaşam öyküsü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrıntılarıyla anlatılan olay

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Hikâye

Örnek:

1. Çok yazamıyorum ama öyküler içinde yaşıyorum.

1. Çok yazamıyorum ama öyküler içinde yaşıyorum.

öykücü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hikâyeci

Örnek:

1. Kentin bütün ozanları, öykücüleri oraya gelir akşamları.

1. Kentin bütün ozanları, öykücüleri oraya gelir akşamları.

öykücülük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hikâyecilik

öyküleme

Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Anlatı

öykülemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , edebiyat , edebiyat , -i , -i , edebiyat , edebiyat , Tahkiye etmek

Örnek:

1. Otobüsle gelirken yol boyu dedemin yeni yeni kahramanlıklarını öyküledim.

1. Otobüsle gelirken yol boyu dedemin yeni yeni kahramanlıklarını öyküledim.

öyküleştirme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öyküleştirmek işi

öyküleştirmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Öykü durumuna getirmek

öykünce

Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Fabl

öykünme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öykünmek işi, taklit

Örnek:

1. Gangster filmleri çoklukla gençler arasında öykünme isteği uyandırır.

1. Gangster filmleri çoklukla gençler arasında öykünme isteği uyandırır.

öykünmeci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öykünen, benzemeye çalışan kimse, taklitçi

öykünmecilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öykünmeci olma durumu

öykünmek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Birinin yaptığı gibi yapmak, birine veya bir şeye benzemeye çalışmak, taklit etmek

Örnek:

1. Ölçümüz ve ölçütümüz, varsa yoksa Batı. Batı'ya öykünüyoruz.

1. Ölçümüz ve ölçütümüz, varsa yoksa Batı. Batı'ya öykünüyoruz.

öykünüş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öykünme işi

oylama

İlgili Kelimeler:

güven oylaması, halk oylaması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oy kullanma işi

Örnek:

1. Bir oylamada hakkım olan bir oyu bile bile esirgemiş, kırmıştı beni.

1. Bir oylamada hakkım olan bir oyu bile bile esirgemiş, kırmıştı beni.

oylamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oya koymak veya oya sunmak

oylamaya geçmek

Anlamı:

1. oy verme işlemine başlamak

oylamaya koymak

Anlamı:

1. bir toplantıdaki oy sayısını belirlemek, oy verilmesini istemek, oya sunmak

oylanış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oylanma işi

oylanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oylanmak işi

oylanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oylama işi yapılmak

Örnek:

1. Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır.

1. Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır.

oylaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzakere

oylaşmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Müzakere etmek

oylatma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oylatmak işi