92406 kayıt bulundu.
1. bir konuda sonucu belirlemek için oy verilmesini istemek, sağlamak
1. isim , isim , isim , isim , Oyalamak işi
1. Memur biraz daha laubalice suallerle genç kızı oyalamaya çalıştı.
1. Memur biraz daha laubalice suallerle genç kızı oyalamaya çalıştı.
1. -i , -i , -i , -i , Oya ile süslemek
1. Yâr mendilin oyaladım / Baş harfini koyamadım
1. Yâr mendilin oyaladım / Baş harfini koyamadım
1. -i , -i , -i , -i , Belirli bir süre birinin dikkat ve ilgisini başka bir şey üzerine çekmek, meşgul etmek
1. Gazino varmış / Denize karşı / Beni oyalarmış / Dükkânlarıyla çarşı
1. Gazino varmış / Denize karşı / Beni oyalarmış / Dükkânlarıyla çarşı
2. Vakit kazanmak için aldatmak
3. Eğlendirmek, hoşça vakit geçirtmek
1. Biz onu eğlendirdiğimiz kadar o da bizi oyalamıştı.
1. Biz onu eğlendirdiğimiz kadar o da bizi oyalamıştı.
4. Bekletmek
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Oyalanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Oyalanmak işi
1. Ellerini ceketinin ceplerine sokarak amaçsız bir şekilde heykelin önünde oyalanmaya başladı.
1. Ellerini ceketinin ceplerine sokarak amaçsız bir şekilde heykelin önünde oyalanmaya başladı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oyalama işine konu olmak, meşgul olmak
1. Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı.
1. Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı.
2. Boşuna zaman harcamak
3. Vakit geçirmek
1. Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik.
1. Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik.
4. Beklemek
1. isim , isim , isim , isim , Oyalanmak için yapılan şey
1. Araban, yazlığın, kışlığın, çiftliğin, hafta sonu evin, hobilerin, oyalantıların var.
1. Araban, yazlığın, kışlığın, çiftliğin, hafta sonu evin, hobilerin, oyalantıların var.
iğne oyalı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kenarına oya yapılmış veya geçirilmiş
1. Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu.
1. Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Aynı düşüncede, aynı inançta olan, aynı düşünceyi savunanlardan her biri, düşündeş, fikirdeş
1. biriyle aynı düşüncede, aynı inançta olmak
1. Benimle oydaş olmayan başka gazeteci.
1. Benimle oydaş olmayan başka gazeteci.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düşünce birliği içerisinde olmak