Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
oya koymak (veya sunmak)
Anlamı:

1. bir konuda sonucu belirlemek için oy verilmesini istemek, sağlamak


oyabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyabilmek işi


oyabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oyma ihtimali bulunmak

2. Oymaya gücü yetmek


oyacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oya yapan veya satan kimse


oyacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oya yapma ve satma işi


oyalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyalamak işi

Örnek:

1. Memur biraz daha laubalice suallerle genç kızı oyalamaya çalıştı.

1. Memur biraz daha laubalice suallerle genç kızı oyalamaya çalıştı.


oyalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oya ile süslemek

Örnek:

1. Yâr mendilin oyaladım / Baş harfini koyamadım

1. Yâr mendilin oyaladım / Baş harfini koyamadım


oyalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Belirli bir süre birinin dikkat ve ilgisini başka bir şey üzerine çekmek, meşgul etmek

Örnek:

1. Gazino varmış / Denize karşı / Beni oyalarmış / Dükkânlarıyla çarşı

1. Gazino varmış / Denize karşı / Beni oyalarmış / Dükkânlarıyla çarşı

2. Vakit kazanmak için aldatmak

3. Eğlendirmek, hoşça vakit geçirtmek

Örnek:

1. Biz onu eğlendirdiğimiz kadar o da bizi oyalamıştı.

1. Biz onu eğlendirdiğimiz kadar o da bizi oyalamıştı.

4. Bekletmek


oyalanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyalanabilmek işi


oyalanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Oyalanma ihtimali veya imkânı bulunmak


oyalandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyalandırmak işi


oyalandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oyalanmasına yol açmak, oyalanmasını sağlamak


oyalanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyalanma işi


oyalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyalanmak işi

Örnek:

1. Ellerini ceketinin ceplerine sokarak amaçsız bir şekilde heykelin önünde oyalanmaya başladı.

1. Ellerini ceketinin ceplerine sokarak amaçsız bir şekilde heykelin önünde oyalanmaya başladı.


oyalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oyalama işine konu olmak, meşgul olmak

Örnek:

1. Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı.

1. Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı.

2. Boşuna zaman harcamak

3. Vakit geçirmek

Örnek:

1. Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik.

1. Bazen kahvelerde oyalandıktan sonra eve dönerdik.

4. Beklemek


oyalantı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyalanmak için yapılan şey

Örnek:

1. Araban, yazlığın, kışlığın, çiftliğin, hafta sonu evin, hobilerin, oyalantıların var.

1. Araban, yazlığın, kışlığın, çiftliğin, hafta sonu evin, hobilerin, oyalantıların var.


oyalayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyalayabilmek işi


oyalayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oyalama ihtimali veya imkânı bulunmak


oyalı

İlgili Kelimeler:

iğne oyalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kenarına oya yapılmış veya geçirilmiş

Örnek:

1. Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu.

1. Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu.


oyculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oy alabilmek için türlü yollara başvurma işi


oydaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı düşüncede, aynı inançta olan, aynı düşünceyi savunanlardan her biri, düşündeş, fikirdeş


oydaş olmak
Anlamı:

1. biriyle aynı düşüncede, aynı inançta olmak

Örnek:

1. Benimle oydaş olmayan başka gazeteci.

1. Benimle oydaş olmayan başka gazeteci.


oydaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünce birliği içerisinde olma


oydaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünce birliği içerisinde olma


oydaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düşünce birliği içerisinde olmak