92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bekletme süresi
2. Seçenek
3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Ek gün
4. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Ek süre
Lisan : Fransızca option
opsiyonlu sözleşme
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Seçme süresi olan
2. İsteğe bağlı
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Oyuncuların kesin bir süre için imzalayarak yaptırımlarına bağlı kaldıkları, süresi bittiğinde her iki tarafın koşullarda anlaşması durumunda takım tarafından ek bir süreyle uzatılan sözleşme
optik kaydırma, optik okuyucu
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görme ile ilgili olan
2. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Fizik biliminin ışık olaylarını inceleyen kolu
3. isim , isim , isim , isim , Gözlükçü
Lisan : Fransızca optique
1. isim , isim , isim , isim , Alıcının değişir odaklı merceğinin yakından uzağa veya uzaktan yakına doğru odaklanmasıyla elde edilen sonuç, zum
1. isim , isim , isim , isim , Kalem ile işaretlenen belgelerdeki bilgileri, laboratuvar, sınav sonuçları vb.ni okuyan ve bilgisayara aktaran aygıt
1. sıfat , sıfat , matematik , matematik , ekonomi , ekonomi , sıfat , sıfat , matematik , matematik , ekonomi , ekonomi , En uygun
Lisan : Fransızca optimal
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyimser, pesimist karşıtı
2. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Çocuklar için düzenlenen, tek yelkenli, tek kişilik yarış
Lisan : Fransızca optimiste
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , En uygun duruma getirme
Lisan : Fransızca optimisation
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , İyimserlik
Lisan : Fransızca optimisme
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , En uygun, en elverişli
2. Uygun değer
Lisan : Fransızca optimum
Telaffuz : o'ptimum
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Görmeyi inceleyen optik veya fizik dalı
Lisan : Fransızca optométrie
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Öpme işini yaptırmak veya öpmesine izin vermek
1. Emine kalkmak istemiyor, boyuna hıçkırıyordu. Ötekiler hep bir olup onu karga tulumba edince yanıma getirdiler ve zorla ona elimi öptürdüler.
1. Emine kalkmak istemiyor, boyuna hıçkırıyordu. Ötekiler hep bir olup onu karga tulumba edince yanıma getirdiler ve zorla ona elimi öptürdüler.
hayat öpücüğü
1. isim , isim , isim , isim , Sevgi göstermek için dudaklarıyla başka birisinin elini yüzünü öpme, öpüş, buse
1. Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu.
1. Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu.