Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
oluşuvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aniden oluşmak

Örnek:

1. Kendiliğinden oluşuveren rol dağılımı çiğnenmediği müddetçe kimse kimseye gocunmuyordu.

1. Kendiliğinden oluşuveren rol dağılımı çiğnenmediği müddetçe kimse kimseye gocunmuyordu.


Telaffuz : oluşu'vermek

oluverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluvermek işi veya durumu


ölüverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölüvermek işi


oluvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak veya kısa sürede olmak

Örnek:

1. İstanbul'un öyledir baharı / Bir aşk oluverdi aşinalık

1. İstanbul'un öyledir baharı / Bir aşk oluverdi aşinalık


Telaffuz : olu'vermek

ölüvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın ölmek

Örnek:

1. Şerefiyle, askerce ölüvermiş olsaydı bu düşkünlüğü görmeyecekti.

1. Şerefiyle, askerce ölüvermiş olsaydı bu düşkünlüğü görmeyecekti.


Telaffuz : ölü'vermek

ölüyü güldürmek
Anlamı:

1. çok güldürmek

Örnek:

1. Nadide Hanım, ilahi kadın nereden de bulur? Vallahi ölüyü güldürür, derdi.

1. Nadide Hanım, ilahi kadın nereden de bulur? Vallahi ölüyü güldürür, derdi.


om
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Elektrikte iletkenin direnç birimi


Lisan : Almanca Ohm

om
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kemiklerin toparlak ucu


oma
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kalça kemiği

2. Bel kemiği


ombra
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doğrama işlerini kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya


Lisan : İtalyanca ombra

Telaffuz : o'mbra

ombudsman
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , 343 kamu denetçisi


Lisan : İngilizce ombudsman

omca
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kalça kemiğinin bir bölümü

2. Kesilmiş ağaç kökü, bağ kütüğü


Ömerli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mardin iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : öme'rli

omfazit
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Piroksen grubundan, yeşil renkli doğal silikat


Lisan : Fransızca omphazite

omlet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çırpılmış yumurtayla sade olarak yapılabilen veya içine peynir, kıyma vb. katılarak tavada pişirilen bir yemek

Örnek:

1. Mantarlı omleti yedikten sonra uykudan bayılıyorduk.

1. Mantarlı omleti yedikten sonra uykudan bayılıyorduk.


Lisan : Fransızca omelette

omnibüs
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Şehirlerde yolcu taşıyan atlı araba

2. Yolcu taşıyan motorlu büyük taşıt


Lisan : Fransızca omnibus

omnivor
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Hem et hem ot ile beslenen canlı


Lisan : Fransızca omnivore

ömre bedel
Anlamı:

1. bir ömre değecek kadar iyi, güzel, değerli olan

Örnek:

1. Orada ümitler ve hayal sukutlarıyla geçen, bir ömre bedel hareketli hayatı!

1. Orada ümitler ve hayal sukutlarıyla geçen, bir ömre bedel hareketli hayatı!


ömrü oldukça
Anlamı:

1. yaşadıkça

Örnek:

1. Ekonomik özgürlüğümden bir nebze olsun ödün vermeyeceğim ömrüm oldukça.

1. Ekonomik özgürlüğümden bir nebze olsun ödün vermeyeceğim ömrüm oldukça.


ömrü uzamak
Anlamı:

1. uzun süre yaşamak

2. çok dayanmak


ömrü vefa etmemek
Anlamı:

1. bir sonuca ulaşmadan ölmek


ömrübillah
Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Şimdiye değin, hiçbir vakit

Örnek:

1. Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor.

1. Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor.


Lisan : Arapça ʿumr + billah

Telaffuz : öm'rübillah, l ince okunur

ömrühayat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçirilen, yaşanılan bütün süre

Örnek:

1. Ben ömrühayatımda bir gün bile şekvacı olmadım.

1. Ben ömrühayatımda bir gün bile şekvacı olmadım.


Lisan : Arapça ʿumr + ḥayāt

Telaffuz : öm'rühaya:tı

ömrümün varı
Anlamı:

1. gözümün nuru

Örnek:

1. Yürü dilber, yürü ömrümün varı

1. Yürü dilber, yürü ömrümün varı


ömrünce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ömrü boyunca, yaşadığı süre içinde

Örnek:

1. Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?

1. Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?


Telaffuz : ömrü'nce