oluşabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşabilmek işi

oluşabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oluşma ihtimali veya imkânı bulunmak

oluşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşmak işi, teşekkül

Örnek:

1. Meşrutiyet Dönemi'nde tiyatro eserlerinin oluşmasında iki önemli etki buluyoruz.

1. Meşrutiyet Dönemi'nde tiyatro eserlerinin oluşmasında iki önemli etki buluyoruz.

oluşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Belli bir varlık kazanmak, ortaya çıkmak, meydana gelmek, teşekkül etmek

Örnek:

1. Gün batımına yakın İskenderun Körfezi'ni sis basıyor, sisten dağlar oluşuyor.

1. Gün batımına yakın İskenderun Körfezi'ni sis basıyor, sisten dağlar oluşuyor.

oluşturabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşturabilmek işi

oluşturabilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oluşturma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Oluşturmaya gücü yetmek

oluşturma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşturmak işi

oluşturmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oluşmasını sağlamak, meydana getirmek, teşekkül ettirmek, tekvin etmek

Örnek:

1. Bu kahraman orduyu doğuran ve oluşturan bu millet var oldukça: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!

1. Bu kahraman orduyu doğuran ve oluşturan bu millet var oldukça: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!

oluşturtma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşturtmak işi

oluşturtmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Oluşturma işini yaptırmak

oluşturulabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşturulabilmek işi

oluşturulabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oluşturulma ihtimali veya imkânı bulunmak

oluşturulma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşturulmak işi

Örnek:

1. Şimdilik, bu amaçla özel bir komisyonun hazırlığı niteliğinde bir kurul oluşturulmasını öneriyorum.

1. Şimdilik, bu amaçla özel bir komisyonun hazırlığı niteliğinde bir kurul oluşturulmasını öneriyorum.

oluşturulmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oluşması sağlanmak, teşekkül ettirilmek

oluşturuverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşturuvermek işi

oluşturuvermek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya kısa sürede oluşturmak

Telaffuz : oluşturu'vermek

ölüsü bile yetmek

Anlamı:

1. en zayıf olduğu durumda bile başarılı olmak

ölüsü kandilli

Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Kızılan kişiyi aşağılamak amacıyla söylenen bir sövgü sözü, ölüsü kınalı

ölüsü kınalı

Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Ölüsü kandilli

ölüsü ortada kalmak

Anlamı:

1. cenazesini kaldıracak kimse bulunmamak

oluşuk

İlgili Kelimeler:

karasal oluşuk

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Oluşmuş

2. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Bir jeoloji döneminde meydana gelmiş katmanlar dizisi

Örnek:

1. Üçüncü zaman oluşukları.

1. Üçüncü zaman oluşukları.

oluşum

İlgili Kelimeler:

sosyal oluşum

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşma işi, teşekkül, teşkil

2. gök bilimi , gök bilimi , jeoloji , jeoloji , gök bilimi , gök bilimi , jeoloji , jeoloji , Katman, kütle, gök cismi vb.nin biçimlenme süreci

oluşumcu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , Oluşumculuk yanlısı olan

oluşumculuk

Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , İnsanın ruh dünyasında oluşan ve gelişen bir durumun yaşla geliştiğini ileri süren görüş

oluşuverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşuvermek işi