Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
olunma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Olunmak işi veya durumu


olunmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Olma işine konu olmak

Örnek:

1. Bu ilaçla iyi olunmaz.

1. Bu ilaçla iyi olunmaz.


ölünme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölünmek işi veya durumu


ölünmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kendini feda etmek

Örnek:

1.

1.


olup olacağı
Anlamı:

1. `hepsi bu kadar` anlamında kullanılan bir söz


ölüp ölüp dirilmek
Anlamı:

1. çok sıkıntı, acı çekmek veya çok ağır hastalık geçirmek

Örnek:

1. Çünkü çiçek kokusu Proust'un tıknefes nöbetlerinde ölüp ölüp dirilmesine yol açarmış.

1. Çünkü çiçek kokusu Proust'un tıknefes nöbetlerinde ölüp ölüp dirilmesine yol açarmış.

2. çok korkmak


olupbitti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oldubitti


olupbittiye getirmek
Anlamı:

1. oldubittiye getirmek


olur

İlgili Kelimeler:

olur olmaz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olabilir

Örnek:

1. Bu olur iş mi?

1. Bu olur iş mi?

2. isim , isim , isim , isim , Onay, tasdik, yapabilme izni

3. edat , edat , edat , edat , “Evet” anlamında kullanılan bir kabul sözü

Örnek:

1. Gazeteyi okur musun? -Olur.

1. Gazeteyi okur musun? -Olur.


Olur
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erzurum iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : o'lur

olur a!
Anlamı:

1. geniş zaman kipinden sonra gelerek belirsizlik, olasılık anlamı katan bir söz

Örnek:

1. Olur a! Ağası belki sılaya gitmiştir, yerine tabanı yarık biri gelmiştir, ona da mektubu emniyet edememiştir.

1. Olur a! Ağası belki sılaya gitmiştir, yerine tabanı yarık biri gelmiştir, ona da mektubu emniyet edememiştir.


olur almak
Anlamı:

1. yetkili makamdan bir uygulamayı yapabilmek için yazılı izin almak


olur ki
Anlamı:

1. belki, muhtemelen

Örnek:

1. Olur ki kıza bir söz atar, olur ki sarkıntılık ederler.

1. Olur ki kıza bir söz atar, olur ki sarkıntılık ederler.


ölür müsün, öldürür müsün?
Anlamı:

1. çok kızılacak bir durumla karşılaşıldığında söylenen söz


olur olmaz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rastgele, sıradan, kimliği, niteliği belirsiz kişi

Örnek:

1. Öyle olur olmaza ağzını açıp da bir çift laf etmez.

1. Öyle olur olmaza ağzını açıp da bir çift laf etmez.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyi veya kötü olduğuna bakılmadan seçilen

Örnek:

1. Ayla'nın sanat gereği en olağan ilişkilerini bile kıskançlıkla karşılıyor, olur olmaz nedenlerle kırıyordu kızı.

1. Ayla'nın sanat gereği en olağan ilişkilerini bile kıskançlıkla karşılıyor, olur olmaz nedenlerle kırıyordu kızı.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğruluğu, yanlışlığı, yerinde olup olmadığı düşünülmeden söylenen (söz)

Örnek:

1. İstanbul üzerine yazan yabancıların da ağzından bazen olur olmaz sözler dökülüveriyor.

1. İstanbul üzerine yazan yabancıların da ağzından bazen olur olmaz sözler dökülüveriyor.

4. zarf , zarf , zarf , zarf , Olunca, olmasından hemen sonra


olur şey (veya iş) değil
Anlamı:

1. `olamaz veya gerçekleşmesi beklenmez` anlamında kullanılan bir söz


olur vermek
Anlamı:

1. yetkili makam bir uygulamanın yapılabilmesi için yazılı izin vermek


ölürcesine
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ölesiye

Örnek:

1. Bu cins çocukların da ekmeğini taştan çıkarmak için ölürcesine çalıştıklarını görüyorum.

1. Bu cins çocukların da ekmeğini taştan çıkarmak için ölürcesine çalıştıklarını görüyorum.


Telaffuz : ölü'rcesine

olurluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Olabilme durumu


oluru
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pazarlıkta olabilecek en düşük fiyat

2. Bir işin yapılabilmesini sağlayacak çıkar yol


oluruna bakmak
Anlamı:

1. bir işin yapılabilirliğini araştırmak, yapmaya çalışmak


oluruna bırakmak
Anlamı:

1. işi belli bir amaca göre değil, kendi akışı içinde yürütmek

2. sonucu önemsemeyerek bir işin yapılabildiği, olabildiği kadarıyla yetinmek


Ön Takı : (bir şeyi)

oluruyla yetinmek
Anlamı:

1. elde olanları yeterli bulmak, kanaat etmek


oluş

İlgili Kelimeler:

birey oluş, ön oluş, dağ oluşu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Olma işi, vuku

Örnek:

1. Nadire Hanım bir bakıma kocasının büyük adam oluşuna seviniyor.

1. Nadire Hanım bir bakıma kocasının büyük adam oluşuna seviniyor.

2. Oluşma, teşekkül, tekevvün

Örnek:

1. İlim devamlı oluş hâlindedir, boyuna yeni sorular sorar tabiata.

1. İlim devamlı oluş hâlindedir, boyuna yeni sorular sorar tabiata.

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bir durumdan öteki duruma geçiş


ölüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölme işi

Örnek:

1. Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor.

1. Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor.