92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Olumsuz duruma gelmek veya getirilmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ölümsüzleşme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ölümsüz olmak, ölümsüz duruma gelmek
1. Ne olursa olsun tanrılaşır, ölümsüzleşir, o tiyatroda.
1. Ne olursa olsun tanrılaşır, ölümsüzleşir, o tiyatroda.
1. -i , -i , -i , -i , Ölümsüzleştirme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ölümsüz duruma getirilmek
olumsuzluk eki, olumsuzluk kelimesi
1. isim , isim , isim , isim , Olumsuz olma niteliği veya durumu, menfilik, nefiy
2. dil bilimi , dil bilimi , dil bilimi , dil bilimi , Biçimsel olarak fiillerde `-ma/-me` ekiyle, isimlerde `değil` ile gösterilen `gerçekleşmeme, olmama, bulunmama` gibi anlamların ifadesi
1. isim , isim , isim , isim , Ölümsüz olma durumu, ölmezlik
2. Kalıcılık, ebedîlik
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kökü fiil olan bir kelimeye olumsuzluk kavramı veren -ma, -me eki: sevmemek, sevmeyecek, okumamış gibi
1. isim , isim , isim , isim , Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan değil kelimesi
1. Bu işi Ali ve Mehmet değil, Ayşe yapar.
1. Bu işi Ali ve Mehmet değil, Ayşe yapar.
1. bir konuda karşısındakini ikna etmek için kullanılan yemin sözü
1. Sevim, Beyhan'ın ölümü öp diye ısrarla getirdiği pastasından bir dilim yedi.
1. Sevim, Beyhan'ın ölümü öp diye ısrarla getirdiği pastasından bir dilim yedi.
1. elde etmek istediği sonuç uğruna ölüm de dâhil her türlü tehlikeye açık olmak
1. Daha İstanbul'da iken buna ahdetmiş, bu yolda ölümü göze alarak Anadolu'ya çıkmıştı.
1. Daha İstanbul'da iken buna ahdetmiş, bu yolda ölümü göze alarak Anadolu'ya çıkmıştı.
1. her an öleceğini beklemek, ölüm korkusu ile dolu olmak
1. Yüz yaşından daha çok insan ne kadar yaşar ki ölümün soluğunu ensemde duyuyorum.
1. Yüz yaşından daha çok insan ne kadar yaşar ki ölümün soluğunu ensemde duyuyorum.
1. ölümle sonuçlanabilecek davranışlarda bulunmak
1. Ölümüne susamış kimse meydana çıksın.
1. Ölümüne susamış kimse meydana çıksın.
1. yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , Olunma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Dur, hiç düşünmemiştim kör de olunabileceğini bu uğurda.
1. Dur, hiç düşünmemiştim kör de olunabileceğini bu uğurda.