ödünçlemek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ödünç olarak almak

2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Başka bir dilden söz almak, bütünüyle özümsemek

ödünçlenme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ödünçlenmek işi

ödünçlenmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ödünç alıp vermek

ödünçleşme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ödünçleşmek işi

ödünçleşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karşılıklı ödünç alıp vermek

oduncu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Odun kesen veya satan kimse

ödüncü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ödün veren, tavizci, tavizkâr

Örnek:

1. Yüze gülücülüğün at oynattığı bir aydınlar ortamında küsebilmek bile insanı ödüncülerden ayıran bir nitelik oluyor.

1. Yüze gülücülüğün at oynattığı bir aydınlar ortamında küsebilmek bile insanı ödüncülerden ayıran bir nitelik oluyor.

oduncul

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Odunla beslenen böcek

odunculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Odun kesme ve satma işi

ödüncülük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ödüncü olma durumu, tavizcilik, tavizkârlık

oduncunun gözü omçada

Anlamı:

1. `herkes işine yarayan şeyi elde etmeye çalışır` anlamında kullanılan bir söz

odunlaşma

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bazı bitki hücrelerinde odun özü denilen bir kimyasal madde alarak odunsu bir duruma girmeleri olayı

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kabalaşma

odunlaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bitkiler odun durumuna gelmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kabalaşmak

ödünleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ödün

2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Engellenen ve doyurulmayan dilek, istek ve davranışların yarattığı tedirginliği, onların yerine geçebilecek başka dilek, istek ve davranışlarla giderme

ödünlemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ödünle karşılamak, taviz vermek

odunlu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Odunu olan

ödünlü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ödün niteliğinde olan, ödün vererek yapılan, ivazlı

2. Ödün veren (kimse)

odunluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Odun konulan yer

Örnek:

1. Aşağıda mutfak, yanında bir bulaşıkhane ile bir uşak odası, bir odunluk, bir kömürlük.

1. Aşağıda mutfak, yanında bir bulaşıkhane ile bir uşak odası, bir odunluk, bir kömürlük.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Odun durumuna getirilip yakılmaya elverişli (ağaç)

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kabalık, anlayışsızlık

ödünlülük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ödünlü olma durumu, ivazlılık

Odunpazarı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : odu'npazarı

odunsu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Odunu andıran, oduna benzeyen, odun gibi, odunumsu

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kaba, iri, heybetli

ödünsüz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ödün niteliğinde olmayan, ödün vermeksizin yapılan, ivazsız, tavizsiz

2. Ödün vermeyen (kimse)

ödünsüzce

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ödünsüz bir biçimde, ivazsızca

Telaffuz : ödünsü'zce

ödünsüzlük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ödünsüz olma durumu, ivazsızlık

Örnek:

1. Böylesi bir yazarlık bilinci için ödünsüzlük de ancak güzelliğe yer ayırışla mümkün olabilecektir.

1. Böylesi bir yazarlık bilinci için ödünsüzlük de ancak güzelliğe yer ayırışla mümkün olabilecektir.

ödünü koparmak (veya patlatmak)

Anlamı:

1. çok korkutmak

Ön Takı : (birinin)