92406 kayıt bulundu.
1. çok korkmak
1. Benim at sineği ile hamam böceğinden ödüm kopar.
1. Benim at sineği ile hamam böceğinden ödüm kopar.
2. Oğluna nazar değecek diye ödü patlar, kaplumbağanın yumurtasına yaptığı gibi bir an bile gözünü ayırmak istemezdi ondan.
2. Oğluna nazar değecek diye ödü patlar, kaplumbağanın yumurtasına yaptığı gibi bir an bile gözünü ayırmak istemezdi ondan.
1. isim , isim , isim , isim , Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat
1. Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar.
1. Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar.
2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan, mükâfat
1. isim , isim , isim , isim , Ödüllendirilme işi
1. Artık yaradılışının, varoluşunun, hayatla ödüllendirilişinin sebebini bilmektedir.
1. Artık yaradılışının, varoluşunun, hayatla ödüllendirilişinin sebebini bilmektedir.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ödüllendirme işi yapılmak
1. Bir kitabım için üst üste ödüllendirildiğim zamanlarım oldu.
1. Bir kitabım için üst üste ödüllendirildiğim zamanlarım oldu.
1. -i , -i , -i , -i , Bir başarıyı veya bir iyiliği ödülle değerlendirmek, mükâfatlandırmak
1. O yüzden, seni ödüllendirmek için sorunu cevapsız bırakmayacağım.
1. O yüzden, seni ödüllendirmek için sorunu cevapsız bırakmayacağım.
odun bilimi, odun kömürü, odun özü, odun sobası, dış odun, iç odun, olgun odun, öz odun, göbek odunu, meşe odunu
1. isim , isim , isim , isim , Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç
1. Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu.
1. Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu.
2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Anlayışsız ve kaba (kimse)
1. isim , isim , isim , isim , Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme, ödünleme, ivaz, taviz
1. Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor.
1. Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor.
1. isim , isim , isim , isim , Odunun yapısını, fiziksel, mekanik ve kimyasal özelliklerini inceleyen bilim dalı, ksiloloji
1. isim , isim , isim , isim , Odunun kömürleştirilmesiyle elde edilen, kalori değeri düşük kömür, mangal kömürü
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitkiye destek olan, besi suyunu taşıyan, odunda bulunan katı maddelerden her biri
1. isim , isim , isim , isim , Sadece odun yakılmasına elverişli bir soba türü
1. Bir hademe, kocaman odun sobasının önüne çömelmiş, bekliyordu.
1. Bir hademe, kocaman odun sobasının önüne çömelmiş, bekliyordu.
1. ödünle uzlaşma sağlamak
1. Karşılıklı ödünler vererek hoşgörü havası içinde dostluklarını sürdürüyorlardı.
1. Karşılıklı ödünler vererek hoşgörü havası içinde dostluklarını sürdürüyorlardı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İleride geri verilmek veya alınmak şartıyla alınan veya verilen (şey)
1. ödünçlemek
1. Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu.
1. Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu.