92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bir merceğe paralel olarak gelen ışınların, mercekten geçip kırıldıktan sonra merceğin öte yanında birleştiği nokta
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , En önemli konu, can alıcı nokta
1. Bir öğrenci için üniversite, kentin ve yaşamının bütünü demek değildir ama kampüs, onun yaşamının odak noktasıydı.
1. Bir öğrenci için üniversite, kentin ve yaşamının bütünü demek değildir ama kampüs, onun yaşamının odak noktasıydı.
1. -i , -i , sinema , sinema , televizyon , televizyon , -i , -i , sinema , sinema , televizyon , televizyon , İyi görüntü elde etmek, görüntüyü tam odak noktasına düşürmek için alıcı merceğini düzenlemek, fokuslamak
1. -e , -e , -e , -e , Odaklanma imkânı olmak
2. Odaklanma becerisi bulunmak
1. -e , -e , -e , -e , Odaklama işine konu olmak, fokuslanmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Belli bir noktada, yerde veya olguda toplanmak, odaklaşmak
1. Bütün sporseverler olimpiyat oyunlarına odaklandı.
1. Bütün sporseverler olimpiyat oyunlarına odaklandı.
1. -e , -e , -e , -e , Bir ışık demeti veya elektron akışı bir noktada toplanmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Odaklanmak
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Odak durumuna gelmek
1. -i , -i , fizik , fizik , -i , -i , fizik , fizik , Bir ışık demetini veya elektron akışını bir noktaya toplamak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Odak durumuna getirmek
1. isim , isim , isim , isim , Alıcısının çalıştırılması sırasında odaklamayı gerçekleştiren alıcı yönetmeni yardımcısı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir sayıda odası olan
1. Ne bir teras ne bir taşlık. Sanırım iki odalı bir yerdi.
1. Ne bir teras ne bir taşlık. Sanırım iki odalı bir yerdi.
2. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Topkapı Sarayı'nda oturan saray adamları
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı kadın
1. Eskiden bu senin dediklerini yapanlara odalık denirdi.
1. Eskiden bu senin dediklerini yapanlara odalık denirdi.
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Padişah, şehzade ve paşaların saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın, ikbal
1. Rahmetli bilmem ne paşanın odalığı imiş.
1. Rahmetli bilmem ne paşanın odalığı imiş.
1. isim , isim , isim , isim , Belli bir miktara kadar yapılacak ödemelerde imza ve şifre gerektirmeden kartla ödeme yapma işlemi
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Dokularda, hücreler arası boşluklarda aşırı miktarda sıvı birikmesi.
Lisan : Fransızca oedème
ödeme belgesi, ödeme emri, ödeme kartı, geri ödeme, ön ödeme, yan ödeme
1. isim , isim , isim , isim , Ödemek işi, tediye
1. Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde.
1. Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde.
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Kredi kartı ile satın alınan mal veya hizmet karşılığında bankanın yetki verdiği iş yeri tarafından düzenlenen, satın alanca imzalanan, ödeme taahhüdünü gösteren belge, slip(II)
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Ödemelerin yapılabilmesi için yetkili makamca verilen emir, tediye emri
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Banka kartı