Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
obje
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Nesne

Örnek:

1. Şimdi bunlar sırf müzelik birer obje olarak duruyorlar.

1. Şimdi bunlar sırf müzelik birer obje olarak duruyorlar.


Lisan : Fransızca objet

objektif

İlgili Kelimeler:

balıkgözü objektif

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Nesnel, subjektif karşıtı

Örnek:

1. Bunu ben objektif bir haber diye yazıyorum.

1. Bunu ben objektif bir haber diye yazıyorum.

2. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik aletlerde cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek veya mercek sistemi

Örnek:

1. Fotoğrafta, annemle babamın objektife bakışlarından, onu kendilerine çeviren kimseden hoşlandıkları anlaşılıyor.

1. Fotoğrafta, annemle babamın objektife bakışlarından, onu kendilerine çeviren kimseden hoşlandıkları anlaşılıyor.


Lisan : Fransızca objectif

objektif olmak
Anlamı:

1. nesnel olmak

2. tarafsız davranmak


objektiflik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nesnellik


objektivist
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Nesnelci


Lisan : Fransızca objectiviste

objektivite
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Nesnellik

Örnek:

1. Objektiviteyi yitirince belgesel piyes yazmanın âlemi yoktu.

1. Objektiviteyi yitirince belgesel piyes yazmanın âlemi yoktu.


Lisan : Fransızca objectivité

objektivizm
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Nesnelcilik


Lisan : Fransızca objectivisme

obruk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok yemek yiyen, çok iştahlı

2. matematik , matematik , fizik , fizik , matematik , matematik , fizik , fizik , İçbükey

3. isim , isim , isim , isim , İçinde su biriken çukur yer, doğal kuyu


obruklu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Obruğu olan

Örnek:

1. Sadece Vedia ile evlenmeleri bile yılanlı, timsahlı, obruklu koskoca bir bataklığı geçişe benzerdi.

1. Sadece Vedia ile evlenmeleri bile yılanlı, timsahlı, obruklu koskoca bir bataklığı geçişe benzerdi.


observatuvar
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Gözlemevi


Lisan : Fransızca observatoire

obsesif
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , Takıntılı


Lisan : İngilizce obsessive

obsesiflik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Takıntılılık


obsesyon
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Takıntı


Lisan : İngilizce obsession

obsidiyen
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cam kaya


Lisan : Fransızca obsidien

obskürantizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Egemen güçlerin kendi hoş görmediği kavramlara, kişilere, topluluklara ilişkin toplumun bilgi erişimini sistematik olarak kısıtlama çabası


Lisan : Fransızca obscurantisme

obstrüksiyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Engelleme


Lisan : Fransızca obstruction

obua
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Orkestrada yer alan çift kamışlı, tahtadan yapılmış üflemeli çalgı


Lisan : Fransızca hautbois

Telaffuz : o'bua

obuacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Obua çalan kimse


obur

İlgili Kelimeler:

etobur, otobur

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse)

Örnek:

1. Kendi derecesinde olmamakla beraber o da hatırı sayılan oburlardan.

1. Kendi derecesinde olmamakla beraber o da hatırı sayılan oburlardan.


öbür

İlgili Kelimeler:

öbür dünya, öbür gün

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Öteki, diğer

Örnek:

1. Öbür odaya gelen gelini hiç görmedim.

1. Öbür odaya gelen gelini hiç görmedim.


öbür dünya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ahiret


öbür dünyayı boylamak
Anlamı:

1. ahireti boylamak

Örnek:

1. O rahmetli katırın yerine ben öbür dünyayı boylardım.

1. O rahmetli katırın yerine ben öbür dünyayı boylardım.


öbür gün

İlgili Kelimeler:

yarın öbür gün

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yarından sonraki gün

Örnek:

1. Yarın, öbür gün torunlarına övünçle anlatacağın bir hikâyen olmasın mı?

1. Yarın, öbür gün torunlarına övünçle anlatacağın bir hikâyen olmasın mı?


oburca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Doymak bilmez bir biçimde, oburcasına


Telaffuz : obu'rca

oburcasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Oburca

Örnek:

1. Yaşamaya, hayattan kâm almaya oburcasına koşarım.

1. Yaşamaya, hayattan kâm almaya oburcasına koşarım.


Telaffuz : oburca'sına