balıkgözü objektif
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Nesnel, subjektif karşıtı
1. Bunu ben objektif bir haber diye yazıyorum.
1. Bunu ben objektif bir haber diye yazıyorum.
2. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik aletlerde cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek veya mercek sistemi
1. Fotoğrafta, annemle babamın objektife bakışlarından, onu kendilerine çeviren kimseden hoşlandıkları anlaşılıyor.
1. Fotoğrafta, annemle babamın objektife bakışlarından, onu kendilerine çeviren kimseden hoşlandıkları anlaşılıyor.
Lisan : Fransızca objectif