Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
aseksüel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sekse karşı ilgisiz veya isteksiz olan (kimse)


Lisan : Fransızca asexuel

aselbent

İlgili Kelimeler:

aselbent ağacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hekimlikte ve koku yapımında kullanılan aselbent ağacından gövdesi çizilerek elde edilen bir reçine türü


Lisan : Arapça ʿasel + Farsça bend

aselbent ağacı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Tropikal bölgelerde yetişen ve gövdesinden reçine elde edilen ağaç


asenkron
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyumsuz, senkron, eş zaman karşıtı


Lisan : Fransızca asynchrone

Telaffuz : a'senkron

asepsi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Özellikle tıpta kullanılan araç gereçlerdeki hastalık etkeni mini canlıların sayısını kimyasal veya fiziksel yollarla hastalığa sebep olamayacak düzeye düşürme


Lisan : Fransızca asepsie

aseptik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Her türlü mikroptan arınmış


Lisan : Fransızca aseptique

aşerat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Onluklar


Lisan : Arapça ʿaşerāt

Telaffuz : aşera:tı

aşerme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aşermek durumu


aşermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hamilelikte bazı yiyeceklere karşı aşırı düşkünlük göstermek, çok arzulamak veya nefret etmek, tiksinmek


ases

İlgili Kelimeler:

asesbaşı

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Gece bekçisi


Lisan : Arapça ʿases

asesbaşı
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Yeniçeri Ocağındaki askerî görevinin yanı sıra, başkentin düzenini korumakla da yükümlü olan yirmi sekizinci ortanın çorbacıbaşısı


Telaffuz : ase'sbaşı

asetat
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Asetik asidin tuzu veya esteri, saydam

Örnek:

1. Demir asetat. Etil asetat.

1. Demir asetat. Etil asetat.


Lisan : Fransızca acétate

asetatlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birleşimine asetat karıştırılmış

Örnek:

1. Asetatlı kâğıt.

1. Asetatlı kâğıt.


asetik

İlgili Kelimeler:

asetik asit

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , kimya , kimya , sıfat , sıfat , kimya , kimya , Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan


Lisan : Fransızca acétique

asetik asit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Sirkeye tadını ve özelliklerinden birçoğunu veren asit, sirke ruhu


asetilen
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Renksiz, sarımsak kokulu, güçlü ve beyaz bir ışık vererek yanan hidrokarbonlu bir gaz


Lisan : Fransızca acétylène

aseton
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Birçok organik maddeyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı


Lisan : Fransızca acétone

aşevi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lokanta

Örnek:

1. Şimdi her sokakta bir tavukçu aşevi var. Tavuğun çorbasını, söğüşünü, suyuna pilavını satıyor.

1. Şimdi her sokakta bir tavukçu aşevi var. Tavuğun çorbasını, söğüşünü, suyuna pilavını satıyor.

2. Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane

3. Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Tekkelerde yemek pişirilen yer


Telaffuz : a'şevi

asfalt

İlgili Kelimeler:

asfalt kayağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyah renkte şekilsiz bir cins bitüm

2. Ana maddesi katran olan ve yolların kaplanmasında kullanılan karışım

Örnek:

1. Çatalca'ya on kilometre kala asfalttan ayrılıp toprak bir yola sapıyorum.

1. Çatalca'ya on kilometre kala asfalttan ayrılıp toprak bir yola sapıyorum.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu karışımla kaplanmış

Örnek:

1. Otomobile bindik ve uzun bir asfalt yol üzerinde koşmaya koyulduk.

1. Otomobile bindik ve uzun bir asfalt yol üzerinde koşmaya koyulduk.


Lisan : Fransızca asphalte

asfalt kayağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tekerlekli kayak


asfaltit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Petrolün ayrışması ile oluşan ve çoklukta tortul kayaçların gözeneklerinde bulunan doğal bitüm


Lisan : Fransızca asphaltite

asfaltlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Asfaltlamak işi


asfaltlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Asfaltla kaplamak


asfaltlanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Asfaltlanabilmek işi


asfaltlanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Asfaltlanma ihtimali veya imkânı bulunmak