92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yeni düzene karşı direnen (kimse), gerici
1. Halk onu okuyor ve seviyor, polis ve mürteci çevreler ise ona kin besliyor ve mutat vasıtalarla tasfiye etmeye çalışıyorlardı.
1. Halk onu okuyor ve seviyor, polis ve mürteci çevreler ise ona kin besliyor ve mutat vasıtalarla tasfiye etmeye çalışıyorlardı.
Lisan : Arapça murteciʿ
Telaffuz : mürteci:
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yükselen, yüksek bir yere çıkmış olan
2. Yüksek, yüce
Lisan : Arapça murtefiʿ
Telaffuz : mürtefi:
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Para, kazanç karşılığı olarak kötü, uygunsuz işler çeviren (kimse)
2. Yiyici
Lisan : Arapça murtekib
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , İz düşümü
Lisan : Arapça murtesem
1. isim , isim , isim , isim , Rüşvet yiyen kimse
1. Rüşvet yiyene mürteşi, rüşvet verene de raşi denir.
1. Rüşvet yiyene mürteşi, rüşvet verene de raşi denir.
Lisan : Arapça murteşī
Telaffuz : mürteşi:
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Müslümanlığı bırakıp başka bir dine geçmiş olan (kimse)
Lisan : Arapça murtedd
mürur tezkeresi, müruruzaman
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Geçme, bir taraftan girip diğer taraftan çıkma
2. Geçip gitme
3. Sona erme
Lisan : Arapça murūr
Telaffuz : müru:ru
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir yere gitmek için gerekli olan izin belgesi
1. Kazanan, yani mürur tezkeresi alan sevinçle İstanbul'a gidermiş.
1. Kazanan, yani mürur tezkeresi alan sevinçle İstanbul'a gidermiş.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Geçmelik
Lisan : Arapça murūriyye
Telaffuz : müru:riye
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , Süre aşımı
Lisan : Arapça murūr + zamān
Telaffuz : müru:ruzama:nı
1. isim , isim , isim , isim , Bir ailede çocukların doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri vb. olaylardan duyulan mutluluk, sevinç
2. Cömertlik
3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Yiğitlik, mertlik
Lisan : Arapça muruvvet
1. anne ve baba çocuklarının sevinçli günlerini görerek mutluluk duymak
1. Ne kaldı şurada alnımızın akıyla ilk torunumun mürüvvetini görmeye?
1. Ne kaldı şurada alnımızın akıyla ilk torunumun mürüvvetini görmeye?
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Hanımeligillerden, yaprakları karşılıklı, demet durumundaki beyaz çiçeklerinden hekimlikte yararlanılan, meyvesi zeytine benzer bir ağaççık (Sambucus nigra)
Lisan : Farsça murdber
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Altı düz, küçük gezinti vapuru
1. Ertuğrul yatına bir muş yaklaştı. O muştan redingotlu asker üniformalı birçok paşalar çıktılar.
1. Ertuğrul yatına bir muş yaklaştı. O muştan redingotlu asker üniformalı birçok paşalar çıktılar.
Lisan : Fransızca mouche
Muş lalesi
1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
Özel: Evet
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ağrı, Muş, Van ve çevresinde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir tür lale (Tulipa sintenisii)
1. isim , isim , isim , isim , İzin, icazet, ruhsat
1. Ayrıca Saray Kütüphanesi'ne dilediğim kadar girip çıkma müsaadesi bahşettiler.
1. Ayrıca Saray Kütüphanesi'ne dilediğim kadar girip çıkma müsaadesi bahşettiler.
Lisan : Arapça musāʿade
Telaffuz : müsa:ade