Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
müsaade etmek (veya buyurmak)
Anlamı:

1. izin vermek

Örnek:

1. Hiçbir şey söylemesine müsaade etmedim, gayet haşin, çok sert davrandım.

1. Hiçbir şey söylemesine müsaade etmedim, gayet haşin, çok sert davrandım.

2. geçiş için yol vermek, yol açmak

3. elverişli, uygun olmak


müsabaka
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Yarışma

Örnek:

1. Biraz daha geçti, sırıkla yüksek atlama müsabakası ilan olundu.

1. Biraz daha geçti, sırıkla yüksek atlama müsabakası ilan olundu.


Lisan : Arapça musābaḳa

Telaffuz : müsa:baka

müsabakaya girmek
Anlamı:

1. yarışmak, yarışmaya katılmak


müşabehet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İki şey arasında benzerlik, benzeşlik


Lisan : Arapça muşābehet

Telaffuz : müşa:behet

Musabeyli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kilis iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : musa:beyli

müşabih
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Aralarında benzerlik olan, benzer, benzeş

Örnek:

1. Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir.

1. Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir.


Lisan : Arapça muşābih

Telaffuz : müşa:bih

müsabık
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , spor , spor , isim , isim , eskimiş , eskimiş , spor , spor , Yarışçı

2. Yarışmacı


Lisan : Arapça musābiḳ

Telaffuz : müsa:bık

musaddak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Onaylı

Örnek:

1. Diploma ile musaddak yüksek iradesi dolayısıyla kendini tebrik ettim.

1. Diploma ile musaddak yüksek iradesi dolayısıyla kendini tebrik ettim.


Lisan : Arapça muṣaddaḳ

müsademe
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Silahlı iki grup arasındaki kısa çatışma, çarpışma

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Uğraşma


Lisan : Arapça muṣādeme

Telaffuz : müsa:deme

müsadere
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Zor alım


Lisan : Arapça muṣādere

Telaffuz : müsa:dere

müsadere etmek
Anlamı:

1. zor alıma çarpmak


müsadif
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Rastlayan


Lisan : Arapça muṣādif

Telaffuz : müsa:dif

müsadif olmak
Anlamı:

1. rastlamak

Örnek:

1. Ben evin içinde zaten burusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum.

1. Ben evin içinde zaten burusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum.


musaffa
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Temizlenmiş, arıtılmış


Lisan : Arapça muṣaffā

Telaffuz : musaffa:

musahabe
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Konuşma, görüşme, söyleşi

Örnek:

1. Musahabe bu vadiye dökülünce tekrar karışmak ihtiyacını duydum.

1. Musahabe bu vadiye dökülünce tekrar karışmak ihtiyacını duydum.


Lisan : Arapça muṣāḥabe

Telaffuz : musa:habe

müşahede
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görme

2. Gözlem

Örnek:

1. Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti.

1. Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti.


Lisan : Arapça muşāhede

Telaffuz : müşa:hede

müşahede altına almak
Anlamı:

1. sürekli gözlem altında bulundurmak


müşahede etmek
Anlamı:

1. gözlemlemek

Örnek:

1. Burada, bir hakikati beraber müşahede etmeliyiz.

1. Burada, bir hakikati beraber müşahede etmeliyiz.


müşahhas
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Somut

Örnek:

1. Bazen hayalim daha müşahhas olur, tanıdığım İstanbul sebillerini, mahallemizin küçük ve fakir süslü çeşmesini görür gibi olurdum.

1. Bazen hayalim daha müşahhas olur, tanıdığım İstanbul sebillerini, mahallemizin küçük ve fakir süslü çeşmesini görür gibi olurdum.


Lisan : Arapça muşaḫḫaṣ

müşahhaslık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Somutluk


musahhih
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düzeltici

Örnek:

1. Yoksa musahhih maaşımdan haftada üç papel taksite bağlayıp seni bir şamaroğlanı gibi kullanırım.

1. Yoksa musahhih maaşımdan haftada üç papel taksite bağlayıp seni bir şamaroğlanı gibi kullanırım.


Lisan : Arapça muṣaḥḥiḥ

musahhihlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Musahhih olma durumu

2. Düzelticilik


musahip
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sohbet, arkadaşlık eden kimse

2. Yol kardeşi

3. tarih , tarih , tarih , tarih , Tatlı konuşmaları ile büyüklerin, özellikle padişahların güzel zaman geçirmelerini sağlamakla görevli kimselere verilen unvan


Lisan : Arapça muṣāḥib

Telaffuz : musa:hip

musahiplik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Musahibin yaptığı iş

2. Yol kardeşliği


müşahit

İlgili Kelimeler:

sandık müşahidi

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gözlemci


Lisan : Arapça muşāhid

Telaffuz : müşa:hit