Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
murassa
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Değerli taşlarla bezenmiş, cevherlerle süslenmiş

Örnek:

1. Cemal Paşa'nın göğsüne murassa bir nişan takılıyordu.

1. Cemal Paşa'nın göğsüne murassa bir nişan takılıyordu.


Lisan : Arapça muraṣṣaʿ

Telaffuz : murassa:

murat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstek, dilek

2. Amaç, erek, gaye

Örnek:

1. Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir?

1. Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir?


Lisan : Arapça murād

Telaffuz : mura:dı

murat almak
Anlamı:

1. dileğine kavuşmak


murat etmek
Anlamı:

1. dilemek, istemek

Örnek:

1. Enişteleri murat etseler ona iyi bir koca bulamazlar mıydı sanki?

1. Enişteleri murat etseler ona iyi bir koca bulamazlar mıydı sanki?


Muratlı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : mura'tlı

Muratpaşa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antalya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : mura'tpaşa

murç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Betonu kırmakta veya betona delik açmakta kullanılan sivri uçlu, çelikten yapılmış bir alet


Lisan : Ermenice

murdar

İlgili Kelimeler:

murdarilik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kirli, pis

Örnek:

1. Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem?

1. Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem?

2. Cinsel birleşmeden sonra yıkanmamış (kimse)

3. Dinî kurallara uygun olarak kesilmemiş olan (hayvan)


Lisan : Farsça murdār

murdar etmek
Anlamı:

1. kirletmek, kullanılamaz hâle getirmek

2. ziyan etmek, boş yere harcamak


murdar gitmek
Anlamı:

1. murdar bir biçimde ölmek


murdar olmak
Anlamı:

1. kirlenmek


murdarilik
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , Omurilik


murdarlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Murdar olma durumu


mürdesenk
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Doğal kurşun oksit (PbO)


Lisan : Farsça murde + seng

mürdüm

İlgili Kelimeler:

mürdüm eriği

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Mürdüm eriği


mürdüm eriği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Reçeli veya hoşafı yapılan bir cins küçük ve kara erik, mürdüm

Örnek:

1. Al yanaklı elma mı daha önce dalından kopar, yoksa bir sıcak ülkeler güzelinin gözlerine benzeyen mürdüm eriği mi?

1. Al yanaklı elma mı daha önce dalından kopar, yoksa bir sıcak ülkeler güzelinin gözlerine benzeyen mürdüm eriği mi?


mürdümük
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Otsu bölümü hayvan yemi olarak kullanılan, beyaz, açık mavi veya mor çiçekleri olan bir yıllık otsu bitki, akburçak (Lathyrus sativus)


mürebbi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir çocuğun eğitim ve bakımıyla görevlendirilmiş erkek


Lisan : Arapça murebbī

Telaffuz : mürebbi:

mürebbiye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir çocuğun eğitim ve bakımıyla görevlendirilmiş kadın


Lisan : Arapça murebbiye

mürebbiyelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mürebbiye olma durumu

2. Mürebbiyenin görevi


müreccah
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yeğ


Lisan : Arapça muraccaḥ

müreffeh
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Gönençli

Örnek:

1. Tam otuz iki sene, müreffeh, bahtiyar bir hayat sürdüm.

1. Tam otuz iki sene, müreffeh, bahtiyar bir hayat sürdüm.


Lisan : Arapça mureffeh

müreffehen
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Gönençle, sıkıntısız bir biçimde, bolluk içinde


Lisan : Arapça mureffehen

Telaffuz : müreffe'hen

müreffehlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gönençlilik


mürekkebi kurumadan bozmak
Anlamı:

1. kararı, sözleşmeyi, anlaşmayı yazılmasından çok kısa süre sonra bozmak