Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
mürekkep

İlgili Kelimeler:

mürekkep balığı, çini mürekkebi, kopya mürekkebi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazı yazmak, desen çizmek veya basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde

Örnek:

1. Delikanlının elinden yere kocaman bir mürekkep şişesi düşüp patladı.

1. Delikanlının elinden yere kocaman bir mürekkep şişesi düşüp patladı.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birleşmiş, birleşik

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , -den oluşmuş

Örnek:

1. Millî kültür bir doktrin değil, yüzlerce eserden mürekkep bir kütüphane ve müzedir.

1. Millî kültür bir doktrin değil, yüzlerce eserden mürekkep bir kütüphane ve müzedir.


Lisan : Arapça murekkeb

mürekkep balığı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kafadan bacaklılardan, ılıman ve sıcak denizlerde yaşayan, eti yenen, kendini korumak için siyah renkli bir sıvı salarak suyu bulandıran bir yumuşakça, sübye (Sepia officinalis)


mürekkep olmak
Anlamı:

1. -den oluşmak


mürekkep yalamak
Anlamı:

1. çok okumuş, yazmış olmak

Örnek:

1. Herhâlde aile terbiyemin, görgümün ve az buçuk mürekkep yalamış olmamın da bu Tanrı vergisini beslemekte tesiri olacaktır.

1. Herhâlde aile terbiyemin, görgümün ve az buçuk mürekkep yalamış olmamın da bu Tanrı vergisini beslemekte tesiri olacaktır.


mürekkepçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mürekkep yapan veya satan kimse


mürekkepçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mürekkepçinin yaptığı iş


mürekkepleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mürekkeplemek işi


mürekkeplemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Mürekkep sürmek, mürekkep dökerek veya damlatarak bir yüzeyi lekelemek


mürekkeplenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mürekkeplenmek işi


mürekkeplenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Mürekkep sürülmek, dökülmek veya damlatılmak


mürekkepli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mürekkep sürülmüş, dökülmüş veya damlatılmış olan

Örnek:

1. Mürekkepli kâğıt istemem.

1. Mürekkepli kâğıt istemem.

2. İçine mürekkep konularak kullanılan

Örnek:

1. Mürekkepli kalem.

1. Mürekkepli kalem.


mürekkepsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mürekkebi olmayan


mürettebat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gemi, uçak vb. taşıtlardaki görevlilerin tümü

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Bir iş için görevlendirilmiş özel birlik


Lisan : Arapça murettebāt

Telaffuz : müretteba:tı

mürettep

İlgili Kelimeler:

adedimürettep

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Dizilmiş, dizili

2. Gizli bir amaçla düzenlenmiş, yapılmış (iş)

3. Sonradan düzenlenmiş, derlenmiş

Örnek:

1. Mürettep divan.

1. Mürettep divan.


Lisan : Arapça muretteb

mürettip

İlgili Kelimeler:

mürettiphane, başmürettip, sermürettip

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dizgici

Örnek:

1. Eli yüzü karalı, elleri dirseklerine kadar sıvalı mürettipler harıl harıl çalışırlarken arada bana bakıyorlardı.

1. Eli yüzü karalı, elleri dirseklerine kadar sıvalı mürettipler harıl harıl çalışırlarken arada bana bakıyorlardı.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzenleyen, hazırlayan, sıraya koyan


Lisan : Arapça murettib

mürettiphane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir basımevinde dizgicilerin çalıştığı bölüm

Örnek:

1. Mürettiphanede operatörler İhsan Baba'nın etrafını çevirmişler.

1. Mürettiphanede operatörler İhsan Baba'nın etrafını çevirmişler.


Lisan : Arapça murettib + Farsça ḫāne

Telaffuz : mürettipha:ne

mürettiplik

İlgili Kelimeler:

başmürettiplik, sermürettiplik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dizgicilik

Örnek:

1. Mürettiplik ediyordu, birkaç para faydası da oluyordu.

1. Mürettiplik ediyordu, birkaç para faydası da oluyordu.


mürevviç
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir düşüncenin taraftarı veya yayıcısı


Lisan : Arapça murevvic

Murgul
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artvin iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : mu'rgul

muris
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Miras bırakan


Lisan : Arapça mūris̱

Telaffuz : mu:ris

mürit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse

Örnek:

1. Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür.

1. Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür.


Lisan : Arapça murīd

müritlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mürit olma durumu


mürşit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doğru yolu gösteren kimse, kılavuz

Örnek:

1. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.

1. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Müritlerine tasavvufu öğreten, sırları ve gerçekleri gösteren tarikat şeyhi


Lisan : Arapça murşid

mürşitlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mürşit olma durumu


murt
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Mersin ağacının yazın olgunlaşan, bezelye büyüklüğünde, morumsu siyah, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan meyvesi


Lisan : Farsça mūrd