Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
münasip düşmek
Anlamı:

1. uygun düşmek

Örnek:

1. O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu.

1. O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu.


münasip görmek
Anlamı:

1. uygun ve yerinde bulmak

Örnek:

1. Kendi çocukları hep kız olduğu için yeğeni Bilâl'i bu işe münasip gördü.

1. Kendi çocukları hep kız olduğu için yeğeni Bilâl'i bu işe münasip gördü.


münavebe
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Nöbetleşme, keşikleme


Lisan : Arapça munāvebe

Telaffuz : müna:vebe

münavebe ile
Anlamı:

1. nöbetleşe


münavebeli
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Nöbetleşe


münazaa
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ağız kavgası, çekişme, münakaşa

2. İki taraf arasındaki kavga, düşmanlık


Lisan : Arapça munāzaʿa

Telaffuz : müna:zaa

münazara
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma

Örnek:

1. Bir fikrin münazarasıyla kütüphanesinin önünde sabahladığımız geceler olurdu.

1. Bir fikrin münazarasıyla kütüphanesinin önünde sabahladığımız geceler olurdu.

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Divan edebiyatında zıt varlıklar ve kavramlar arasındaki karşıtlığı anlatan yazı türü


Lisan : Arapça munāẓara

Telaffuz : müna:zara

müncer
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bir yana doğru çekilip sürüklenen


Lisan : Arapça muncerr

müncer olmak
Anlamı:

1. -e dökülmek, -e varmak


mundar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , 343 murdar


mündemiç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , İçkin


Lisan : Arapça mundemic

münderecat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İçindekiler


Lisan : Arapça mundericāt

Telaffuz : mündereca:tı

münderiç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bir şeyin içinde yer almış

Örnek:

1. Kitapta bu bahis münderiç değil.

1. Kitapta bu bahis münderiç değil.


Lisan : Arapça munderic

münebbih
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Uyarıcı


Lisan : Arapça munebbih

müneccim

İlgili Kelimeler:

müneccimbaşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıldız falcısı


Lisan : Arapça muneccim

müneccimbaşı
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Osmanlılarda, önemli bir işe girişilirken gökbilim hesaplarına dayanarak uğurlu vakti seçmekle, takvim ve yıllık düzenlemekle uğraşan saray görevlisi


Telaffuz : münecci'mbaşı

müneccimlik
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yıldız falcılığı


münekkit
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Eleştirmen

Örnek:

1. Bir münekkidin oturup, okuyup uğraşacağı bir konuyu ben oturup nasıl yazayım?

1. Bir münekkidin oturup, okuyup uğraşacağı bir konuyu ben oturup nasıl yazayım?


Lisan : Arapça muneḳḳid

münekkitlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eleştirmenlik


münevver
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Aydın

Örnek:

1. Ustanın kendisini küçük burjuva münevveri diye aşağılık görmesinin acısını çıkarıyor.

1. Ustanın kendisini küçük burjuva münevveri diye aşağılık görmesinin acısını çıkarıyor.

2. Aydınlatılmış


Lisan : Arapça munevver

münevverlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Münevver olma durumu


münezzeh
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Temiz

2. Uzak

Örnek:

1. Onu, sefil pohpohlama edebiyatı ile kazanacak herhangi bir sahtekârlık gayretinden münezzeh bulunuyoruz.

1. Onu, sefil pohpohlama edebiyatı ile kazanacak herhangi bir sahtekârlık gayretinden münezzeh bulunuyoruz.


Lisan : Arapça munezzeh

münezzehlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Münezzeh olma durumu


münfail
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Gücenmiş, alınmış, kırgın

Örnek:

1. Sende kalmıştı münfail, kırgın / Muzdarip gönlümün son ümidi

1. Sende kalmıştı münfail, kırgın / Muzdarip gönlümün son ümidi

2. ruh bilimi , ruh bilimi , felsefe , felsefe , ruh bilimi , ruh bilimi , felsefe , felsefe , Edilgin


Lisan : Arapça munfaʿil

munfasıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Ayrı duran, ayrılmış, ayrık, ayrılı


Lisan : Arapça munfaṣil