92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kızmak, öfkelenmek, sinirlilik belirtileri göstermek, sinirlenmek
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Asma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Asmaya gücü yetmek
1. -i , -i , -i , -i , Aşma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Aşmaya gücü yetmek
1. sinirine dokunmak
1. Bombardımanlar asabıma dokunuyordu, sakin bir yere kaçmak istiyordum.
1. Bombardımanlar asabıma dokunuyordu, sakin bir yere kaçmak istiyordum.
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Sinir bilimi
2. Sinir hastalıkları ile ilgili hastane bölümü
Lisan : Arapça ʿaṣabiyye
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sinirlilik
1. Bu cemiyetin mevcudiyeti ve faaliyeti ordu mensuplarının asabiyetini tahrik ediyordu.
1. Bu cemiyetin mevcudiyeti ve faaliyeti ordu mensuplarının asabiyetini tahrik ediyordu.
Lisan : Arapça ʿaṣabiyyet
aşağı bitkiler, aşağı mahalle, aşağı yukarı, baş aşağı, baştan aşağı, bayır aşağı, en aşağı, iniş aşağı, pabuçtan aşağı, tepe aşağı, yokuş aşağı
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin alt bölümü, zir, yukarı karşıtı
2. Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir yere göre daha alçak yerde bulunan
1. Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik.
1. Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bayağı, adi
5. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Niteliği düşük, kötü
1. Aşağı mal.
1. Aşağı mal.
6. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Daha küçük, daha az
1. On sekiz yaşından aşağı olanlar giremez.
1. On sekiz yaşından aşağı olanlar giremez.
7. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Değeri daha az
8. zarf , zarf , zarf , zarf , Aşağıya, yere doğru
1. Bir gün içinde yukarıdan aşağı inmiştik.
1. Bir gün içinde yukarıdan aşağı inmiştik.
1. bir kimsenin adının dilden düşürülmediğini, onun pek gözde olduğunu anlatan bir söz
1. Adı erken yaşta şaire çıkmıştı. Şair aşağı, şair yukarı.
1. Adı erken yaşta şaire çıkmıştı. Şair aşağı, şair yukarı.
2. bir hizmette çok kullanılan kişice, yakınma olarak kullanılan bir söz
Ön Takı : (...)
1. `bundan daha ucuza olmaz` anlamında kullanılan bir söz
2. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , `daha aşağı bir durumu kendine layık görmez` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Su yosunları, mantarlar, kara yosunları vb. su dışında fazla boy atmayan damarsız bitkiler
1. düzeyi, miktarı, niteliği azalmak
1. Bunlar arasında birkaç gazete ve dergi alanları hesaba katacak olursanız gazete ve dergi okuyucularının nispeti daha da aşağı düşer.
1. Bunlar arasında birkaç gazete ve dergi alanları hesaba katacak olursanız gazete ve dergi okuyucularının nispeti daha da aşağı düşer.
1. küçük görmek, beğenmemek, hor görmek
1. Bu kadar fütursuz bir kitleyi ne diye aşağı görüyoruz?
1. Bu kadar fütursuz bir kitleyi ne diye aşağı görüyoruz?
1. nitelikleri bakımından başkalarıyla karşılaştırıldığında eksiği olmayan, denk olan
Ön Takı : (birinden veya bir şeyden)
1. herhangi bir nitelik bakımından geri olmamak
1. Hamam alayı da yine şatafat ve masraf cihetinden bundan aşağı kalmazmış.
1. Hamam alayı da yine şatafat ve masraf cihetinden bundan aşağı kalmazmış.
Ön Takı : (birinden veya bir şeyden)
1. isim , isim , isim , isim , Yüksek bir yerleşim bölgesine göre alçakta kalan yerleşim bölgesi
2. argo , argo , argo , argo , Genelev
1. iki karşıt ve aynı derecede sakıncalı durum karşısında karar verme zorluğunu anlatan bir söz
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir baştan bir başa
2. Tama yakın, yaklaşık olarak
1. Çok ulusta aşağı yukarı böyledir bu.
1. Çok ulusta aşağı yukarı böyledir bu.