92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yeni bir şey yaratan, icat eden
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yalanlar uydurarak bir kimseye iftirada bulunan
Lisan : Arapça muḫteriʿ
Telaffuz : muhteri:
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hırslı
1. Bizim doğru yolda bulmadıklarımız, muhteris ve kendi ikballeri için çalışıyor zannettiklerimizdir.
1. Bizim doğru yolda bulmadıklarımız, muhteris ve kendi ikballeri için çalışıyor zannettiklerimizdir.
Lisan : Arapça muḥteriṣ
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çekingen
Lisan : Arapça muḥteriz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görkemli
1. Ne büyümüş, ne koca göbekli muhteşem bir mahluk olmuştu.
1. Ne büyümüş, ne koca göbekli muhteşem bir mahluk olmuştu.
2. Büyük
Lisan : Arapça muḥteşem
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İslam şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru
Lisan : Arapça muḥtesib
1. isim , isim , isim , isim , İçerik
1. Nesir olarak Naima Tarihi'ni hem muhteva hem ifade bakımından beğenirim.
1. Nesir olarak Naima Tarihi'ni hem muhteva hem ifade bakımından beğenirim.
Lisan : Arapça muḥtevā
Telaffuz : muhteva:
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İhtiva eden, içine alan, kapsayan, içinde bulunduran
Lisan : Arapça muḥtevī
Telaffuz : muhtevi:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İçerikler
1. Bu üç vesika muhteviyatını göz önünde tutarak hep beraber, kısa bir tahlil yapalım!
1. Bu üç vesika muhteviyatını göz önünde tutarak hep beraber, kısa bir tahlil yapalım!
Lisan : Arapça muḥteveyāt
Telaffuz : muhteviya:tı
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir şeyi hatırlatmak, uyarmak amacıyla yazılan yazı
2. Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı, memorandum, nota
3. Andıç
4. Günlük
Lisan : Arapça muḫṭira
mühür beyti, mühür gözlü, mühür mumu, mühür pensi, mührüsüleyman, tatbik mührü
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin, bir kuruluşun adının veya unvanının tersine kazılı bulunduğu, metal, lastik vb.nden yapılmış araç, damga, kaşe
2. Bu araçla basılan ve imza yerine geçen ad
Lisan : Farsça muhr
1. isim , isim , isim , isim , Halk şiirinde şairin adının veya takma adının geçtiği son dörtlük
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Koyu renkte, iri, beğenilen gözlü
2. isim , isim , mecaz , mecaz , edebiyat , edebiyat , isim , isim , mecaz , mecaz , edebiyat , edebiyat , Sevgili
1. Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım
1. Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım
1. bir metal üzerine, bir kimsenin, bir kuruluşun adını, unvanını ters olarak kazımak
1. `bir işte yetki kimde ise kuvvet ondadır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Üstüne mühür basılan ve bal mumu ile reçineden yapılan genellikle kırmızı renkli madde
1. isim , isim , isim , isim , Elektrik, su ve doğal gaz sayaçlarını mühürlemek amacıyla bir kurşun parçasının teller üzerine tutturulup sıkıştırılması için kullanılan araç
1. isim , isim , isim , isim , Mühürcü olma durumu
2. Mühürcünün görevi veya zanaatı
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Devlet büyüklerinin mühürlerini taşımak ve gereken kâğıtları mühürlemekle yükümlü görevli
1. Mühürdar, vezirin mührünü muhafaza eden ve gene onun emriyle kullanabilen adamdı.
1. Mühürdar, vezirin mührünü muhafaza eden ve gene onun emriyle kullanabilen adamdı.
Lisan : Farsça muhrdār
Telaffuz : mühürda:rı