Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
muhil
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Dokunan, bozan, ihlal eden


Lisan : Arapça muḫill

mühim
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önemli

Örnek:

1. Sivas'tan yükseltilen bu sedanın düşmanlar için ne kadar kuvvetli ve mühim olduğu takdir buyrulur.

1. Sivas'tan yükseltilen bu sedanın düşmanlar için ne kadar kuvvetli ve mühim olduğu takdir buyrulur.


Lisan : Arapça muhimm

mühimlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önemlilik


mühimmat

İlgili Kelimeler:

mühimmat deposu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaş gereçleri

Örnek:

1. Otomobillerdeki topçu mühimmatını kurtarıp mahalline ulaştırmak elzemdi.

1. Otomobillerdeki topçu mühimmatını kurtarıp mahalline ulaştırmak elzemdi.

2. Cephane


Lisan : Arapça muhimmāt

Telaffuz : mühimma:tı

mühimmat deposu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savaş gereçlerinin saklandığı yer


mühimseme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mühimsemek işi


mühimsemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Önemsemek

Örnek:

1. Kendisini büyük görmek, mühimsemek istiyordu.

1. Kendisini büyük görmek, mühimsemek istiyordu.


mühimsemezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önemsemezlik

Örnek:

1. Hiç kimse bekçi deyip de mühimsemezlik edemezdi.

1. Hiç kimse bekçi deyip de mühimsemezlik edemezdi.


muhip
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Seven, sevgi besleyen, dost


Lisan : Arapça muḥibb

muhit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çevre, yöre, etraf

Örnek:

1. Geniş enginlere, bitmez ufuklara alışan korsanı bu dar muhit sıkıyordu.

1. Geniş enginlere, bitmez ufuklara alışan korsanı bu dar muhit sıkıyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu insanlar topluluğu, çevre

Örnek:

1. Büyük bir sevinç içinde olan Mevlâna, artık onu muhitine bağlayabilmek için bir çare düşünmüştü.

1. Büyük bir sevinç içinde olan Mevlâna, artık onu muhitine bağlayabilmek için bir çare düşünmüştü.


Lisan : Arapça muḥīṭ

Telaffuz : muhi:ti

muhit edinmek
Anlamı:

1. ilişkili olduğu, tanışık olduğu kimselerin sayısını çoğaltmak


muhkem
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sağlam, sağlamlaştırılmış

Örnek:

1. Duvarlar ses geçmeyecek derecede muhkemdi.

1. Duvarlar ses geçmeyecek derecede muhkemdi.


Lisan : Arapça muḥkem

muhkemlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhkem olma durumu


mühlet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vade


Lisan : Arapça muhlet

mühlet istemek
Anlamı:

1. bir işin yapılması, tamamlanması için belirli bir süre verilmesini istemek


mühlet vermek
Anlamı:

1. bir iş veya borç için belirli bir süre tanımak

Örnek:

1. Hatta merkez kumandanı kendisine üç gün mühlet vermiş, hemen yola çıkması için diretmişti.

1. Hatta merkez kumandanı kendisine üç gün mühlet vermiş, hemen yola çıkması için diretmişti.


mühlik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Öldürücü, tehlikeli


Lisan : Arapça muhlik

muhlis

İlgili Kelimeler:

halis muhlis

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Dostluğunda ve inançlarında içten olan


Lisan : Arapça muḫliṣ

muhlislik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhlis olma durumu


mühliye
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Adana bölgesinde yetiştirilen ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, Yahudi ebegümeci (Corchorus olitorius)


mühmel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bırakılmış, bakılmamış, ilgisizliğe uğramış


Lisan : Arapça muhmel

mühre
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Her tür yuvarlak şey, küçük top

2. Cam boncuk

3. Kâğıda yumuşaklık, parlaklık ve düzlük vermek için kullanılan camdan araç

4. Deniz böceği kabuğu

5. Demirci çekici

6. Yılanın başında bulunan taca benzer çıkıntı

7. Bazı av hayvanlarını çekmek için kullanılan çığırtkan kuş

Örnek:

1. Gökten çekilirken / Ördekleri çeker mühre

1. Gökten çekilirken / Ördekleri çeker mühre


Lisan : Farsça muhre

mühreleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mührelemek işi


mührelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Kâğıdı mühre ile cilalamak, parlatmak, düzeltmek


mühreli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mühre ile cilalanmış