92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Kendisine söz söylenilen kimse, kendisiyle konuşulan kimse
1. Muhatabı da olmayan gecikmiş hesapların ardına düşüyordu.
1. Muhatabı da olmayan gecikmiş hesapların ardına düşüyordu.
Lisan : Arapça muḫāṭab
Telaffuz : muha:tap
1. kendisine söz söylenmek, hitap edilmek
1. Konuşmalardan usanmıştım, hiçbir konuşmaya muhatap ve tanık olmayayım.
1. Konuşmalardan usanmıştım, hiçbir konuşmaya muhatap ve tanık olmayayım.
2. karşılaşmak
1. Padişahtan başka kimseye hitap etmek ve muhatap olmak istememişti.
1. Padişahtan başka kimseye hitap etmek ve muhatap olmak istememişti.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Korku verici durum, tehlike
2. Zarar, ziyan
Lisan : Arapça muḫāṭara
Telaffuz : muha:tara
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tehlikeli
1. Böyle bir zabiti birlik komutanı atamak, Binbaşı Ferit'e muhataralı göründüğünden, taburun ikmal subayı yapıyor onu.
1. Böyle bir zabiti birlik komutanı atamak, Binbaşı Ferit'e muhataralı göründüğünden, taburun ikmal subayı yapıyor onu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İki kişi arasında karşılıklı olarak yapılan konuşma
Lisan : Arapça muḥāvere
Telaffuz : muha:vere
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Değiştiren, dönüştüren
Lisan : Arapça muḥavvil
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hayal gücüyle yaratılan, hayal edilen
1. Gülümser bir resimdir / Muhayyel sevgilimdir
1. Gülümser bir resimdir / Muhayyel sevgilimdir
Lisan : Arapça muḫayyel
muhayyerbuselik, muhayyerkürdi, muhayyersümbüle
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Sağlamlığı ve kullanılabilirliği açısından önerilen, beğenilmediğinde geri verilebilecek olan (eşya vb.)
2. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Türk müziğinde bir makam
Lisan : Arapça muḫayyer
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir makam
Lisan : Arapça muḫayyer + Farsça bū-selīk
Telaffuz : muhayyerbu:selik
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir makam
Lisan : Arapça muḫayyer + kurdī
Telaffuz : muhayyerkürdi:
1. isim , isim , isim , isim , Seçmeli olma durumu
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Seçme hakkı
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir makam
Lisan : Arapça muḫayyer + Farsça sunbule
1. isim , isim , isim , isim , Hayal gücü
1. O andan itibaren muhayyilesi çalışmaya başlamıştı.
1. O andan itibaren muhayyilesi çalışmaya başlamıştı.
Lisan : Arapça muḫayyile
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Haber ulaştırıcı, haber veren kimse
1. Genç muhbirler bu defa Hazım Aslan'ın peşinde koşuyorlardı.
1. Genç muhbirler bu defa Hazım Aslan'ın peşinde koşuyorlardı.
2. Yasa dışı olan bir durumu yetkili makamlara bildiren kimse, ihbarcı
1. Yeter ki bana kıymayın. Ömür boyu muhbiriniz olurum sizin.
1. Yeter ki bana kıymayın. Ömür boyu muhbiriniz olurum sizin.
Lisan : Arapça muḫbir
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yeni kurulan, sonradan oluşturulan
2. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Yapının özgün biçimlerine uygun olmayan sonradan yapılmış bölümler
Lisan : Arapça muḥdes̱
mühendishane, başmühendis, kaldırım mühendisi
1. isim , isim , isim , isim , İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı yol, köprü, bina gibi bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse
1. Mühendislerin ayakları doğayı yokluyordu, onunla daha çetin bir savaşa hazırlanıyorlardı.
1. Mühendislerin ayakları doğayı yokluyordu, onunla daha çetin bir savaşa hazırlanıyorlardı.
Lisan : Arapça muhendis
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Osmanlı Devleti'nde mühendis yetiştiren yüksekokul
Lisan : Arapça muhendis + Farsça ḫāne
Telaffuz : mühendisha:ne
başmühendislik, kaldırım mühendisliği
1. isim , isim , isim , isim , Mühendis olma durumu
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hazır
1. Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor.
1. Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor.
Lisan : Arapça muheyyā
Telaffuz : müheyya:
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Coşturucu, heyecan verici
Lisan : Arapça muheyyic
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Haklı, doğru
Lisan : Arapça muḥiḳḳ