92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Donanmış
2. Hazırlıklı, hazırlanmış
Lisan : Arapça mucehhez
1. taşımak, kendinde bulundurmak
1. İşçi, nefer, hamal ve çöpçü bile bu ilk bilgi sermayesiyle mücehhez olmak borcu altındadır.
1. İşçi, nefer, hamal ve çöpçü bile bu ilk bilgi sermayesiyle mücehhez olmak borcu altındadır.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Parlatılmış, parlak
1. Mücella mermer tezgâhın sathında hafif bir çizgi bile yoktu.
1. Mücella mermer tezgâhın sathında hafif bir çizgi bile yoktu.
Lisan : Arapça mucellā
Telaffuz : mücella:, l ince okunur
mücellithane
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ciltçi
Lisan : Arapça mucellid
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ciltevi
Lisan : Arapça mucellid + Farsça ḫāne
Telaffuz : mücellitha:ne
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Denenmiş, sınanmış
Lisan : Arapça mucerreb
ruhumücerret
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Soyut
1. Siz mücerret bir kanun ve nizamı tutturmuşsunuz ve öylece de yürüyorsunuz.
1. Siz mücerret bir kanun ve nizamı tutturmuşsunuz ve öylece de yürüyorsunuz.
2. Katışık ve karışık olmayan
3. Evlenmemiş, bekâr
1. Yavrum! Gençsin, dilbersin, mücerretsin.
1. Yavrum! Gençsin, dilbersin, mücerretsin.
4. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yalın durum
Lisan : Arapça mucerred
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Cisim durumunda olan
2. Soyut kavramlar için somut bir varlıkta tam olarak belirmiş olan
Lisan : Arapça mucessem
mücevher kutusu, mücevher mahfazası, mücevher tarih
1. isim , isim , isim , isim , Değerli süs eşyası
1. Onun mücevherlerine, incilerine malik tarihte az imparatoriçe gelmiştir.
1. Onun mücevherlerine, incilerine malik tarihte az imparatoriçe gelmiştir.
Lisan : Arapça mucevher
1. isim , isim , isim , isim , Mücevherlerin saklandığı küçük kapalı kutu, mücevher mahfazası
1. isim , isim , isim , isim , Mücevher kutusu
1. Eski mücevher mahfazalarına koyup da sandığına mı kilitledi?
1. Eski mücevher mahfazalarına koyup da sandığına mı kilitledi?
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Divan edebiyatında, ebcet hesabına göre yalnız noktalı harfleri sayıldığında söz konusu olayın tarihini gösteren dize veya söz
1. isim , isim , isim , isim , Mücevherler
Lisan : Arapça mucevherāt
Telaffuz : mücevhera:tı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mücevher takınmış olan
1. Sari denir kumaşa bürünen, ayağı bilezikli ve burunları incili veya mücevherli kadınlar...
1. Sari denir kumaşa bürünen, ayağı bilezikli ve burunları incili veya mücevherli kadınlar...
mucip sebep
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Gerektiren, gerektirici
Lisan : Arapça mūcib
Telaffuz : mu:cip
1. gerektirmek
1. Bu caminin üç mimarına verilmesi lazım gelen pay mimarlar arasında münakaşayı mucip olmuştu.
1. Bu caminin üç mimarına verilmesi lazım gelen pay mimarlar arasında münakaşayı mucip olmuştu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kiraya veren kimse
Lisan : Arapça mūcir
Telaffuz : mu:cir
1. isim , isim , isim , isim , Yeni bir buluş ortaya koyan, icat eden kimse
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaratıcı, yaratan
Lisan : Arapça mūcid
Telaffuz : mu:cit