92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Acı, sıkıntı, azap çeken
Lisan : Arapça muʿaẕẕeb
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Sayılan, saygı duyulan, sevgili, aziz
1. Ona ait her hatıra muazzez ve yâdını uyandıracak her vesile kıymetlidir.
1. Ona ait her hatıra muazzez ve yâdını uyandıracak her vesile kıymetlidir.
Lisan : Arapça muʿazzez
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Değişim
Lisan : Arapça mubādele
Telaffuz : müba:dele
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Başkasının yerine getirilmiş, mübadele edilmiş
2. isim , isim , isim , isim , Lozan Antlaşması'na göre, İstanbul dışında oturan Rumlarla değiştirilmek üzere Batı Trakya dışındaki Yunanistan'dan getirilen Türkler
Lisan : Arapça mubādil
Telaffuz : müba:dil
1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , Dinî bakımdan yapılmasında sakınca olmayan, yapılması günah veya sevap olmayan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yapılmasında sakınca görülmeyen
Lisan : Arapça mubāḥ
1. hoş görmek, sakıncasız bulmak
1. Kendine mübah gördüğünü bana yasak ederek beni susturmak mı istiyordun?
1. Kendine mübah gördüğünü bana yasak ederek beni susturmak mı istiyordun?
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir konu hakkında iki veya daha çok kişinin karşılıklı konuşması
1. Mübahasemizin sonuna doğru, tabaksız geniş bir fincanla bize taze kahve ikram ettiler.
1. Mübahasemizin sonuna doğru, tabaksız geniş bir fincanla bize taze kahve ikram ettiler.
Lisan : Arapça mubāḥas̱e
Telaffuz : müba:hase
1. isim , isim , isim , isim , Abartı
Lisan : Arapça mubālaġa
Telaffuz : müba:lağa, l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Abartıcı
1. Gazeteciler mübalağacıdırlar, sözlerine pek inan olmaz.
1. Gazeteciler mübalağacıdırlar, sözlerine pek inan olmaz.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Abartılı
1. Çok mübalağalı sözler söylediğinden âdeta yalanları ile şöhret kazanmış.
1. Çok mübalağalı sözler söylediğinden âdeta yalanları ile şöhret kazanmış.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Abartısız
1. O ne kadar mübalağasız ve alçak gönüllüdür.
1. O ne kadar mübalağasız ve alçak gönüllüdür.
mübarek ay, mübarek gün, mübarek otu
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kutlu, kutsal
2. Uğurlu
1. Bunlar senin mübarek elini öpmeye geldiler.
1. Bunlar senin mübarek elini öpmeye geldiler.
3. Çok saygı duyulan
1. Mübarek yüzlü bir ihtiyar.
1. Mübarek yüzlü bir ihtiyar.
4. Verimli, bereketli
5. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Beğenilen, sevilen şeyler için söylenen bir söz
1. Mübarek, ne güzel yer.
1. Mübarek, ne güzel yer.
6. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , Kızılan, şaşılan (kimse veya şey)
1. Ne de hafıza vardı mübarekte, neler de anlatmazdı.
1. Ne de hafıza vardı mübarekte, neler de anlatmazdı.
Lisan : Arapça mubārek
Telaffuz : müba:rek
1. isim , isim , isim , isim , Dinî bakımdan kutsal sayılan, özelliği veya önemi olduğuna inanılan ay
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Birleşikgillerden, sarı çiçekli, bir yıllık ve otsu bir bitki (Cnicus benedictus)
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çekişme
1. Kocalarının aşkına sahip ve hâkim olmak hususundaki mübarezede kadınlar rakibelerine nispetle pek müsait olmayan bir mevkide bulunurlar.
1. Kocalarının aşkına sahip ve hâkim olmak hususundaki mübarezede kadınlar rakibelerine nispetle pek müsait olmayan bir mevkide bulunurlar.
2. Düşman olan taraflardan birer kişinin çıkarak çarpışması
Lisan : Arapça mubāreze
Telaffuz : müba:reze
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir işe başlama, girişme
Lisan : Arapça mubāşeret
Telaffuz : müba:şeret