92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Asılmış, asılı
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış
1. Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi.
1. Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi.
Lisan : Arapça muʿallaḳ
Telaffuz : l'ler ince okunur
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Sakat, eksik
Lisan : Arapça muʿallel
başmuallim
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Öğretmen
1. Sanatkârın, asıl cemiyete nüfuz eden büyük bir muallim olduğunu bilmemiz lazımdır.
1. Sanatkârın, asıl cemiyete nüfuz eden büyük bir muallim olduğunu bilmemiz lazımdır.
Lisan : Arapça muʿallim
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kadın öğretmen
1. Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi.
1. Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi.
Lisan : Arapça muʿallime
başmuallimlik
1. isim , isim , isim , isim , Öğretmenlik
1. Yedek subay yetiştiren Levazım Mektebinde muallimlik yaptım.
1. Yedek subay yetiştiren Levazım Mektebinde muallimlik yaptım.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İşlemler
1. Muamelat müdürü.
1. Muamelat müdürü.
2. Davranışlar
Lisan : Arapça muʿāmelāt
Telaffuz : mua:mela:tı, l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Davranma, davranış
1. Bana karşı olan muamelesini beğenmedim.
1. Bana karşı olan muamelesini beğenmedim.
2. Yol, yöntem
1. Bu adam muamele bilmiyor.
1. Bu adam muamele bilmiyor.
3. İşlem
1. Onlar gündelik muamelelere başlayınca da benim ağzım açık kaldı.
1. Onlar gündelik muamelelere başlayınca da benim ağzım açık kaldı.
4. eskimiş , eskimiş , kimya , kimya , eskimiş , eskimiş , kimya , kimya , İşlem
5. eskimiş , eskimiş , ticaret , ticaret , eskimiş , eskimiş , ticaret , ticaret , Alışveriş
1. Borsada bugün muamele olmadı.
1. Borsada bugün muamele olmadı.
Lisan : Arapça muʿāmele
Telaffuz : mua:mele
1. davranmak
1. Hayatında kimseye sert muamele etmedi ve öfke yüzü göstermedi.
1. Hayatında kimseye sert muamele etmedi ve öfke yüzü göstermedi.
1. işlem uygulanmak, davranılmak
1. İyi muamele görmekle beraber eski neşesini kaybetmişti.
1. İyi muamele görmekle beraber eski neşesini kaybetmişti.
1. isim , isim , isim , isim , Bilmece
1. Eski kadınlar, çocukların zihinlerini bilmek için muammalara başvururlardı.
1. Eski kadınlar, çocukların zihinlerini bilmek için muammalara başvururlardı.
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Âşıklık geleneğinde manzum bilmece
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Anlaşılmayan, bilinmeyen şey
1. Ruhu uykuda farz ettiğim kadın bana pek yaman bir muamma gibi geldi.
1. Ruhu uykuda farz ettiğim kadın bana pek yaman bir muamma gibi geldi.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Anlaşılmayan, bilinmeyen
1. Bırak muamma konuşmayı / Çıkar ağzından baklayı / Bahtımız aydınlanıversin
1. Bırak muamma konuşmayı / Çıkar ağzından baklayı / Bahtımız aydınlanıversin
Lisan : Arapça muʿammā
Telaffuz : muamma:
1. âşıklık geleneğinde herhangi bir konuyu manzum olarak bilmece türünde düzenleyip genellikle kahvehanelerde herkesin göreceği bir yere koymak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tekinsiz
1. Bu muammalı İhsan Efendi'yi İstanbul'un hangi köşesinde aramalı?
1. Bu muammalı İhsan Efendi'yi İstanbul'un hangi köşesinde aramalı?
2. Ayrıntısı bilinmeyen, açık olmayan, anlaşılması zor
3. Bilmeceli
1. isim , isim , isim , isim , Muamma dolu olma durumu
1. Kadın ruhunun muammalığı ne zaman görülmüş ki?
1. Kadın ruhunun muammalığı ne zaman görülmüş ki?
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yaşamış
Lisan : Arapça muʿammer
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İnatçı
Lisan : Arapça muʿannid
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çekişme, kavga
Lisan : Arapça muʿāraża
Telaffuz : mua:raza
1. isim , isim , isim , isim , Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kumaştan yapılan
Lisan : Fransızca moiré
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Karşılıklı birbirini tanıma, tanışma, tanışıklık
1. Sizi tanıdığım günden beri aramızda muarefenin alabileceği şekiller üstünde her gün düşünüyorum.
1. Sizi tanıdığım günden beri aramızda muarefenin alabileceği şekiller üstünde her gün düşünüyorum.
Lisan : Arapça muʿārefe
Telaffuz : mua:refe
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Karşı koyan, karşı çıkan
1. Dışarı çıktığında kulağında kalmış rivayetleri ileri sürerek muarızlarını iknaya çalıştı.
1. Dışarı çıktığında kulağında kalmış rivayetleri ileri sürerek muarızlarını iknaya çalıştı.
Lisan : Arapça muʿāriż
Telaffuz : mua:rız
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Âşıktaşlık
1. Hiçbiriyle muaşakaya vakit bulamamıştı.
1. Hiçbiriyle muaşakaya vakit bulamamıştı.
Lisan : Arapça muʿāşaḳa
Telaffuz : mua:şaka
1. sevişmek, birbirine âşık olmak
1. Ahmet'le Fazilet'in muaşakada oldukları ve evlenmeye hazırlandıkları anlaşıldı.
1. Ahmet'le Fazilet'in muaşakada oldukları ve evlenmeye hazırlandıkları anlaşıldı.