92406 kayıt bulundu.
gagalı memeli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Memesi olan
1. Birdenbire uzun boylu, diri memeli bir hatun askerin önüne çıktı.
1. Birdenbire uzun boylu, diri memeli bir hatun askerin önüne çıktı.
gagalı memeliler, ilkel memeliler
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Doğurarak üreyen, memeleri olan, sıcakkanlı, iki akciğerli, kalbinde dört boşluğu olan, vücutları genellikle tüylerle örtülü omurgalı hayvanlar sınıfı
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tuvalet
Telaffuz : memişha:ne
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tuzla
Lisan : Arapça memlaḥa
memleket havası, memleketler arası
1. isim , isim , isim , isim , Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke
2. Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, şehir, yurt
1. Memleket isterim / Ne başta dert ne gönülde hasret olsun
1. Memleket isterim / Ne başta dert ne gönülde hasret olsun
3. İklim ve üretim bakımından ele alınan bölge
1. Lübnan portakal, turunç, hurma ve muz memleketiydi.
1. Lübnan portakal, turunç, hurma ve muz memleketiydi.
Lisan : Arapça memleket
1. isim , isim , isim , isim , Halk türküsü
1. Gülmek istedim, tutturdum bir memleket havası.
1. Gülmek istedim, tutturdum bir memleket havası.
1. isim , isim , isim , isim , Memleketin her bakımdan yükselmesini, gelişmesini isteyen, bu yolda çaba harcayan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Aynı memleketten olan kimse, toprak, yerdeş, hemşehri
1. Süleyman, çavuşun memleketlisi olduğundan bu gibi teklifsizliklere kendinde hak görürdü.
1. Süleyman, çavuşun memleketlisi olduğundan bu gibi teklifsizliklere kendinde hak görürdü.
2. Memleket halkı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Köle
Lisan : Arapça memlūk
Telaffuz : memlu:kü, l ince okunur
memnu meyve, memnu mıntıka
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yasak
1. Esasen evvelce de söylediğimiz gibi dilenmek şiddetle memnu idi.
1. Esasen evvelce de söylediğimiz gibi dilenmek şiddetle memnu idi.
Lisan : Arapça memnūʿ
Telaffuz : memnu:
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Yasak meyve
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Elde edilmesi yasaklanan şey
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Girilmesi, film ve fotoğraf çekilmesi yasak olan yer, yasak bölge
1. yasaklanmak
1. İnsan ise memnu olan şeye düşkündür.
1. İnsan ise memnu olan şeye düşkündür.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yasaklık
Lisan : Arapça memnūʿiyyet
Telaffuz : memnu:iyet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu
1. Ben yine memnunum senden evladım / Sana ben bu bapta kusur bulmadım
1. Ben yine memnunum senden evladım / Sana ben bu bapta kusur bulmadım
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyarak, kıvançlı, mutlu olarak
1. Halk, oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar.
1. Halk, oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar.
Lisan : Arapça memnūn