mekân akustiği

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , İçinde bulunulan yerin ses düzeninin uyumu

---

mekân grupları

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yeri dolduran ögeler

---

mekân tutmak

Anlamı:

1. bir yere yerleşmek

---

mekân zarfı

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yer zarfı

---

mekâncı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mekân tutan kimse

2. Bir iş yerini işleten kimse

---

mekâncılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mekâncı olma durumu

---

mekanik

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Kuvvetlerin maddeler ve hareketler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Denge veya hareket kurallarıyla ilgili

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Makine ile yapılan

4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Düşünmeden yapılan

---

Lisan : Fransızca mécanique

mekanikçi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mekanikçiliğe ilişkin veya mekanikçilikten yana olan görüş, kimse vb

---

mekanikçilik

Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bütün fiziksel olayları, uzay ve uzayda yer değiştirmelerle açıklayan görüş, mekanizm, devimselcilik karşıtı

2. Canlı varlıkları, organik olayları, mekanik yasalara göre açıklayan öğreti, mekanizm

---

mekanikleştirici

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mekanikleştiricilik kuramını benimseyen

---

mekanikleştiricilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makine insan ikilemini model alan maddeci kuram

---

mekanizasyon

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mekanik düzeni sağlama

---

Lisan : Fransızca mécanisation

mekanize

İlgili Kelimeler:

mekanize birliği

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , askerlik , askerlik , sıfat , sıfat , askerlik , askerlik , Savaş ve taşıma gereçleriyle donatılmış (kıta veya birlik)

---

Lisan : Fransızca mécanisé

mekanize birliği

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Savaş ve ulaştırma araçlarıyla donatılmış birlik

---

mekanizm

Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Mekanikçilik

---

Lisan : Fransızca mécanisme

mekanizma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belli bir sonuca ulaşmak için karmaşık bir biçimde düzenlenmiş organ veya parçalar birleşimi, sistem, düzenek

Örnek:

1. Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak.

1. Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak.

2. Organların işleyiş biçimi

Örnek:

1. Akıl, henüz insan mekanizmasındaki tam yerini bulmamıştır.

1. Akıl, henüz insan mekanizmasındaki tam yerini bulmamıştır.

3. Ateşli silahların işlemesini sağlayan mekanik bölüm

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Oluş, ortaya çıkış, işleyiş

Örnek:

1. Oyunların mekanizmasını sezince tekdüzeleşiyor birden dünya.

1. Oyunların mekanizmasını sezince tekdüzeleşiyor birden dünya.

---

Lisan : İtalyanca meccanismo

Telaffuz : mekani'zma

mekanizmalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mekanizması olan

---

mekatronik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mekanik, elektrik, elektronik ve bilgisayar sistemlerinin bir arada bulunduğu disiplin biçimi

---

Lisan : İngilizce mechanics + electronics'ten

meke

İlgili Kelimeler:

sakar meke

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Su kıyılarındaki böcekleri yiyerek yaşayan yaban ördeği

---

meke

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Mısır ve tanesi

2. Mısır unundan yapılan ekmek

---

mekik

İlgili Kelimeler:

mekik diplomasisi, mekik oyası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , El veya otomatik dokuma tezgâhlarında atkı veya argaç denilen ve enine olan iplikleri, uzunlamasına olan arışların arasından geçirmeye yarayan masuralı araç

2. Oya yapmakta kullanılan, kemik, ağaç veya plastikten, iki ucu sivri, arasından iplik geçecek bir yarığı bulunan küçük araç

3. spor , spor , spor , spor , Genellikle karın kaslarının güçlendirilmesi için yapılan beden hareketi

4. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Uzay gemisi

---

Lisan : Farsça mekūk

mekik atmak

Anlamı:

1. mekiği arışlar arasından hızla geçirmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , hiçbir yerde duramayıp iki yer arasında gidip gelmek

---

mekik diplomasisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir sorunun çözümü için devletler arasında gerçekleştirilen, seri biçiminde yapılan diplomatik temaslar

---

mekik dokumak

Anlamı:

1. iki nokta veya durum arasında sürekli gidip gelmek

Örnek:

1. Görüntümüz iyi ile kötü arasında mekik dokudu.

1. Görüntümüz iyi ile kötü arasında mekik dokudu.

---

mekik gibi

Anlamı:

1. sürekli gidip gelen

---