Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
mektupçuluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mektupçunun görevi


mektuplaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mektuplaşmak işi

Örnek:

1. Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor.

1. Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor.


mektuplaşmak fiil
Anlamı:

1. -le , -le , -le , -le , Karşılıklı mektup yazmak ve göndermek

Örnek:

1. Anlaşılıyor ki kocasıyla mektuplaşmak istiyormuş.

1. Anlaşılıyor ki kocasıyla mektuplaşmak istiyormuş.


mel mel
Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Bel bel


melaike

İlgili Kelimeler:

tınmaz melaike

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Melekler

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Melek gibi güzel kadın

Örnek:

1. Yerin melaikesi misin yoksa cennetin hurisi mi?

1. Yerin melaikesi misin yoksa cennetin hurisi mi?


Lisan : Arapça melāʾike

Telaffuz : mela:ike, l ince okunur

melal
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Can sıkıntısı, usanç

Örnek:

1. Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik.

1. Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik.

2. Üzüntü, hüzün, dert


Lisan : Arapça melāl

Telaffuz : mela:li, l ince okunur

melal duymak
Anlamı:

1. üzüntülü olmak, dertlenmek

Örnek:

1. Her zaman, doğduğu, çocukluğunu geçirdiği memleketin rüzgârlarıyla bir melal duyardı.

1. Her zaman, doğduğu, çocukluğunu geçirdiği memleketin rüzgârlarıyla bir melal duyardı.


melamet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kınama

2. Azarlama, çıkışma


Lisan : Arapça melāmet

Telaffuz : mela:met, l ince okunur

Melami
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Melamilik yanlısı olan kimse


Özel: Evet

Lisan : Arapça melāmī

Telaffuz : mela:mi:, l ince okunur

Melamilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Her türlü gösteriş ve dünya kaygılarından uzak kalmayı öğütleyen Sünni tarikatı

Örnek:

1. Mevlevilikten, Melamilikten dem vuruyorlardı.

1. Mevlevilikten, Melamilikten dem vuruyorlardı.


Özel: Evet

melamin

İlgili Kelimeler:

melamin reçinesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutfak eşyası yapımında, kâğıt ve dokuma sanayisinde kullanılan yapay reçinelerin üretiminde yer alan kimyasal bir madde

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu maddeden yapılan


Lisan : Fransızca mélamine

Telaffuz : l ince okunur

melamin reçinesi
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Melamin formaldehitten elde edilen ve özellikle fırın boyalarda kullanılan sentetik reçine türü


melanet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Büyük kötülük, lanetlenecek iş veya davranış


Lisan : Arapça melʿanet

Telaffuz : mela:net, l ince okunur

melanit
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Doğal demir ve kalsiyum silikat


Lisan : Fransızca mélanite

Telaffuz : l ince okunur

melankoli
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Kara sevda

Örnek:

1. Babam melankoliye uğramış, köşesinde düşünüp duruyor.

1. Babam melankoliye uğramış, köşesinde düşünüp duruyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hüzün

Örnek:

1. Uykusuz geçen gecenin melankolisini bu sıcak karşılama hafifletiyordu.

1. Uykusuz geçen gecenin melankolisini bu sıcak karşılama hafifletiyordu.


Lisan : Fransızca mélancolie

Telaffuz : l ince okunur

melankolik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kara sevdaya tutulmuş, kara sevdalı

Örnek:

1. Tanzimat devrinin en lirik ve en melankolik simasını kaybettik.

1. Tanzimat devrinin en lirik ve en melankolik simasını kaybettik.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hüzün veren, hüzün belirtisi olan

Örnek:

1. Bu memleket musiki gibi hem melankolik hem şakrak bir memlekettir.

1. Bu memleket musiki gibi hem melankolik hem şakrak bir memlekettir.


Lisan : Fransızca mélancolique

Telaffuz : l ince okunur

melanurya
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İzmaritgillerden, gümüş renkli, eti kılçıklı bir Akdeniz balığı (Sparus melanuiya)


Lisan : Rumca

Telaffuz : melanu'rya, l ince okunur

melas
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa


Lisan : Fransızca mélasse

Telaffuz : l ince okunur

melce
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sığınak, barınak


Lisan : Arapça melceʾ

melek

İlgili Kelimeler:

melek otu

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Terbiyeli, uysal kimse

Örnek:

1. Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti.

1. Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti.


Lisan : Arapça melek

melek gibi
Anlamı:

1. sessiz, sakin

Örnek:

1. Annem melekler gibi iyi kadındır.

1. Annem melekler gibi iyi kadındır.

2. güzel

Örnek:

1. Kimi tarafları pek ince delikanlılar melek gibi kızları övüyorlardı.

1. Kimi tarafları pek ince delikanlılar melek gibi kızları övüyorlardı.


melek otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Maydanozgillerden, su kenarlarında yetişen, çiçekleri yeşilimtırak beyaz çok yıllık bir bitki (Angelica sylvestris)


meleke
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık

Örnek:

1. Bütün melekelerim yerinde olduğu hâlde kendimde değildim.

1. Bütün melekelerim yerinde olduğu hâlde kendimde değildim.

2. ruh bilimi , ruh bilimi , felsefe , felsefe , ruh bilimi , ruh bilimi , felsefe , felsefe , Yeti

3. Yelken makarası


Lisan : Arapça meleke

melekût
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Ruhlar ve melekler âlemi


Lisan : Arapça melekūt

Telaffuz : melekû:t

meleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Melemek işi

2. Koyun, keçi sesi

Örnek:

1. Uzaktan ağıla giren koyunlarla kuzuların telaşlı uzun melemeleri sessizliği parçalıyordu.

1. Uzaktan ağıla giren koyunlarla kuzuların telaşlı uzun melemeleri sessizliği parçalıyordu.

3. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Ağırkanlı, rahatına düşkün