92406 kayıt bulundu.
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Bilinmeyen, farkında olunmayan bir durum için kullanılan bir söz, meğerse, oysa, oysaki
1. Evinin şaşmaz düzenine, sürekli durgunluğuna meğer ne de alışmış?
1. Evinin şaşmaz düzenine, sürekli durgunluğuna meğer ne de alışmış?
Lisan : Farsça meger
Telaffuz : me'ğer
1. bağlaç , bağlaç , eskimiş , eskimiş , bağlaç , bağlaç , eskimiş , eskimiş , İstek veya emir kipinde olan ve biri diğerini engelleyecek durumda bulunan iki cümleyi birbirine bağlayan bir söz
1. Bu iş bitmeyecek meğerki siz de yardım edesiniz.
1. Bu iş bitmeyecek meğerki siz de yardım edesiniz.
Lisan : Farsça meger + ki
Telaffuz : me'ğerki
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Meğer
1. Meğerse bana öğretilen o kısa ve sade cümlenin ne sihirli, ne kerametli, ne müthiş bir tesiri varmış.
1. Meğerse bana öğretilen o kısa ve sade cümlenin ne sihirli, ne kerametli, ne müthiş bir tesiri varmış.
Telaffuz : me'ğerse
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Büyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı
2. Büyüklük, ululuk, yücelik
1. Dağlar ufkunda mehabet, ova ufkunda huzur.
1. Dağlar ufkunda mehabet, ova ufkunda huzur.
Lisan : Arapça mehābet
Telaffuz : meha:bet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Büyük, ulu, yüce, gösterişli
1. Bu mevizeden sonra Alpaslan, hiçbir muhayyilenin tasavvur edemediği bu mehabetli manzaraya bir güneş azameti ile baktı.
1. Bu mevizeden sonra Alpaslan, hiçbir muhayyilenin tasavvur edemediği bu mehabetli manzaraya bir güneş azameti ile baktı.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir eser yazılırken başvurulan kaynak
Lisan : Arapça meʾḫaẕ
Telaffuz : me:haz
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Doğru yolda olan, hidayete ermiş olan
Lisan : Arapça mehdī
Telaffuz : mehdi:
mehil müddeti
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre, önel
2. İş sözleşmesine göre işçinin işine son verileceğinin işten çıkarılmadan önce işveren tarafından kendisine bildirilme süresi
Lisan : Arapça mehl
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kasaplık hayvanların omuz başından çıkan külbastılık veya pastırmalık yumuşak et
1. isim , isim , isim , isim , Türk askerine sevgi duygusu ile verilen ad
1. Evvela o çok sevdiğim Mehmetçik adı, askere giden masum köylümüzün kahramanlığını değil; kimsesizliğini, garipliğini, saflığını hatıra getiriyor.
1. Evvela o çok sevdiğim Mehmetçik adı, askere giden masum köylümüzün kahramanlığını değil; kimsesizliğini, garipliğini, saflığını hatıra getiriyor.
Özel: Evet
Telaffuz : mehmetçiği
1. ay ışığında denizde gezip dolaşmak
1. O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı.
1. O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı.
1. isim , isim , isim , isim , Ay ışığı
1. Oklar gibi saplanmada kalbe / Vurdukça semadan yere mehtap
1. Oklar gibi saplanmada kalbe / Vurdukça semadan yere mehtap
Lisan : Farsça meh + tāb
Telaffuz : mehta:bı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mehtabı olan
1. Nihayet mehtaplı ılık ağustos akşamında atıma atladım.
1. Nihayet mehtaplı ılık ağustos akşamında atıma atladım.
mehterbaşı, mehterhane, mehter musikisi, mehter müziği, mehter takımı, mehter yürüyüşü
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Mehter takımında görevli kimse
2. Mehter takımı
3. Çadırlara bakan uşak
Lisan : Farsça mihter
1. isim , isim , isim , isim , Klasik Türk müziği makamları ile usullerinin kullanıldığı tek sesli bir müzik türü
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Kös, nakkare, zil, zurna ve borulardan kurulan askerî mızıka takımı, mehter, mehterhane
1. isim , isim , isim , isim , İki adım ileri, bir adım geri yapılan yürüyüş
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ağır aksak giden iş
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Mehterler
Lisan : Farsça mihterān
Telaffuz : mehtera:nı
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Mehter takımının yetiştirilmesinden ve çalışmasından sorumlu kimse
Telaffuz : mehte'rbaşı
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Mehter takımı
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Bu takımın görev yaptığı yer
3. argo , argo , argo , argo , Hapishane
1. Samatya'da sekiz yerinden vurarak üç sene mehterhanede yatmıştı.
1. Samatya'da sekiz yerinden vurarak üç sene mehterhanede yatmıştı.
Lisan : Farsça mihter + ḫāne
Telaffuz : mehterha:ne
mekân akustiği, mekân grupları, mekân zarfı, başmekân, cennetmekân, tebdilimekân
1. isim , isim , isim , isim , Yer, bulunulan yer
2. Ev, yurt
3. eskimiş , eskimiş , gök bilimi , gök bilimi , eskimiş , eskimiş , gök bilimi , gök bilimi , Uzay
Lisan : Arapça mekān
Telaffuz : mekâ:nı