92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İnmeli, felçli
1. Mefluç kadın, başını eğiyor, ensesini Bedia'ya uzatıyor.
1. Mefluç kadın, başını eğiyor, ensesini Bedia'ya uzatıyor.
2. Bozuk, düzgün olmayan
Lisan : Arapça meflūc
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Kocaman, iri, büyük, muazzam
1. Cehennem, zincire vurulmuş mefret bir ejderhadır.
1. Cehennem, zincire vurulmuş mefret bir ejderhadır.
Lisan : Arapça mefred
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Döşeli
Lisan : Arapça mefrūş
1. isim , isim , isim , isim , Ev, iş yeri vb. yerleri döşemek için gerekli eşya, döşeme
1. Burası, yeni mefruşatla döşenmiş zarif bir yatak odası.
1. Burası, yeni mefruşatla döşenmiş zarif bir yatak odası.
Lisan : Arapça mefrūşāt
Telaffuz : mefru:şa:tı
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
Lisan : Arapça mefsūḫ
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tutkun, gönül vermiş, vurgun
1. Şehriban'a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim.
1. Şehriban'a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim.
Lisan : Arapça meftūn
1. birini kendine bağlamak
1. Nedim hakikaten kendisinden sonra yetişen pek çok şairleri meftun etmişti.
1. Nedim hakikaten kendisinden sonra yetişen pek çok şairleri meftun etmişti.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Meftunluk
Lisan : Arapça meftūniyyet
Telaffuz : meftu:niyet
1. isim , isim , isim , isim , Tutkunluk, gönül vermişlik, meftuniyet
1. Genç kızlar onun nazarında birer çiçektir. Ve bu cici mahluklara meftunluğu birkaç sene sonra kadınlaşacak olmalarındadır.
1. Genç kızlar onun nazarında birer çiçektir. Ve bu cici mahluklara meftunluğu birkaç sene sonra kadınlaşacak olmalarındadır.
sarih meful
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yapılmış, işlenmiş
2. Bir işin etkisinde olan
3. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Tümleç
Lisan : Arapça mefʿūl
Telaffuz : me'fu:lü
1. isim , isim , isim , isim , Sesi yükseltip uzağa iletmeye yarayan koni biçiminde alet
Lisan : Fransızca mégaphone
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Değeri bir milyon hertz olan frekans birimi
Lisan : Fransızca mégahertz
Telaffuz : mega'hertz
1. isim , isim , isim , isim , Büyükşehir
1. Nüfus bir yandan, halk dalkavuğu politikalar öte yandan, şehri on beş milyon nüfuslu bir megakente dönüştürmüştür.
1. Nüfus bir yandan, halk dalkavuğu politikalar öte yandan, şehri on beş milyon nüfuslu bir megakente dönüştürmüştür.
Lisan : Yunanca + Soğdca
Telaffuz : mega'kent
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Megalomaniye tutulmuş olan, kendini çok büyük gören kimse
1. Megalomanların at oynattığı edebiyat dünyamız, bu kabîl gerçekçi itiraflara pek alışık değildir.
1. Megalomanların at oynattığı edebiyat dünyamız, bu kabîl gerçekçi itiraflara pek alışık değildir.
Lisan : Fransızca mégalomane
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Büyüklük hastalığı
1. Megalomaninin kökeninde çoğu zaman aşağılık kompleksi yatar.
1. Megalomaninin kökeninde çoğu zaman aşağılık kompleksi yatar.
Lisan : Fransızca mégalomanie
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Bir milyon ton değerinde kütle birimi
2. fizik , fizik , fizik , fizik , Nükleer bir bombanın veya merminin gücünü ölçmeye yarayan birim
Lisan : Fransızca mégatonne
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir milyon vat değerinde elektrik güç birimi
Lisan : Fransızca mégawatt