Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
mekik oyası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dantel


mekkâre
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır vb. hayvanlar

2. Bu amaçla halktan ücret karşılığında kiralanan yük hayvanı

Örnek:

1. Gündüzki muharebede obüs isabetiyle yaralanmış bir mekkâre katırının canhıraş çığlığı...

1. Gündüzki muharebede obüs isabetiyle yaralanmış bir mekkâre katırının canhıraş çığlığı...


Lisan : Arapça mekkāre

Telaffuz : mekkâ:re

mekkâreci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yük hayvanı kiralayarak taşıma işi yapan kimse

Örnek:

1. Mehmet'i doğru Çanakkale'ye sevk ettiler ve mekkâreci yaptılar.

1. Mehmet'i doğru Çanakkale'ye sevk ettiler ve mekkâreci yaptılar.


mekkârecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mekkârecinin yaptığı iş


meknuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Gömülü, saklı


Lisan : Arapça meknūz

mekruh
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , İğrenç, tiksindirici


Lisan : Arapça mekrūh

mekruhluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mekruh olma durumu


meksefe
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Kondansatör

2. teknik , teknik , teknik , teknik , Otomobillerde kondansatör görevini yapan parça


Lisan : Arapça miks̱efe

Meksika dalgası
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Seyircilerin tribünde bir dalga görüntüsü verecek biçimde gruplar hâlinde ve birbiri ardınca hızla kollarını yukarıya doğru kaldırıp ayağa kalkmaları ve tekrar oturmaları biçiminde yaptıkları hareket


Meksikalı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meksika halkından olan kimse


Özel: Evet

mektebi asmak
Anlamı:

1. derslere girmemek için keyfî olarak okula gitmemek, okulu asmak

Örnek:

1. Güzel havada mektebi asamamış bir ilkokul öğrencisi somurtkanlığı ile kafileye katıldım.

1. Güzel havada mektebi asamamış bir ilkokul öğrencisi somurtkanlığı ile kafileye katıldım.


mektep

İlgili Kelimeler:

mektep çocuğu, mektep kaçağı, ilk mektep, iptidai mektep, orta mektep, ana mektebi, mahalle mektebi

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Okul

Örnek:

1. Atatürk'ün hemen herkesin gördüğü, mektep kitaplarına kadar geçmiş bir fotoğrafı vardır.

1. Atatürk'ün hemen herkesin gördüğü, mektep kitaplarına kadar geçmiş bir fotoğrafı vardır.


Lisan : Arapça mekteb

mektep çocuğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öğrenci, okul çocuğu

2. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Acemi, toy

Örnek:

1. Mektep çocukları henüz dinlemesini biliyor, önüne gelen şiir yazma hevesine kapılarak gülünç olmuyordu.

1. Mektep çocukları henüz dinlemesini biliyor, önüne gelen şiir yazma hevesine kapılarak gülünç olmuyordu.


mektep görmemiş
Anlamı:

1. okula gitmemiş

2. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , kaba, saygısız


mektep kaçağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okul kaçağı


mektep medrese görmüş
Anlamı:

1. okumuş, öğrenim görmüş


mektepli

İlgili Kelimeler:

mektepli kahvesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okula giden kimse, öğrenci

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Okulda yetişmiş olan, alaylı karşıtı

Örnek:

1. Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm.

1. Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm.


mektepli kahvesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çok şekerli kahve


mekteplilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mektepli olma durumu


mektepten çıkan eşek Marsıvan'dan çıkmaz
Anlamı:

1. `öğrenim görmüş olsalar bile bazıları eğitilmemiş gibi davranabilirler` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Türkiye'de bedbinler, her şeyi siyah ve mübalağalı surette berbat görenler, mektepten çıkan eşek Marsıvan'dan çıkmaz, derler.

1. Türkiye'de bedbinler, her şeyi siyah ve mübalağalı surette berbat görenler, mektepten çıkan eşek Marsıvan'dan çıkmaz, derler.


mektubu dışından okumak
Anlamı:

1. bir kimsenin içinden geçeni yüz çizgilerinden anlamak


mektup

İlgili Kelimeler:

açık mektup, taahhütlü mektup, güven mektubu, itibar mektubu, itimat mektubu, kefalet mektubu, kredi mektubu, tavsiye mektubu, teminat mektubu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şey haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen, zarfa konulmuş yazılı kâğıt, name

Örnek:

1. Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım

1. Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım


Lisan : Arapça mektūb

Telaffuz : mektu:bu

mektup almak
Anlamı:

1. yazılan mektup adrese gelip ele geçmek

Örnek:

1. Bir gün bilmediğim bir memleketten bir mektup aldım.

1. Bir gün bilmediğim bir memleketten bir mektup aldım.


mektup atmak
Anlamı:

1. mektubu postaya vermek


mektupçu
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlılarda, bir resmî dairenin yazı işlerini yönetmekle yükümlü yüksek görevli kişi

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bir il idaresinin yazı işlerini yöneten görevli