92406 kayıt bulundu.
1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , içinden çıkılmaz boş tartışmaların konusu olmak
Ön Takı : (bir iş)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Denizanası
Lisan : Rumca
medya camiası, medya grubu, medya maydanozu, medya starı
1. isim , isim , isim , isim , İletişim ortamı
1. Medya dedikleri bu bin başlı ejderhayla baş edemedim.
1. Medya dedikleri bu bin başlı ejderhayla baş edemedim.
2. İletişim araçları
1. Medyanın marifetlerini aklı başında okur zaten biliyordu.
1. Medyanın marifetlerini aklı başında okur zaten biliyordu.
Lisan : İngilizce media
Telaffuz : me'dya
1. isim , isim , isim , isim , Bir merkeze, bir ortaklığa bağlı olan basın yayın organlarının tümü
1. Arayan bizim medya grubuna bağlı televizyon kanalından genç bir muhabir.
1. Arayan bizim medya grubuna bağlı televizyon kanalından genç bir muhabir.
1. isim , isim , hakaret yollu , hakaret yollu , isim , isim , hakaret yollu , hakaret yollu , Televizyonlarda sık sık programlara katılarak kendinden söz ettiren kimse
1. isim , isim , isim , isim , Kitle iletişim araçlarında çok sık yer alan, görünen kimse
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İletişim araçlarına özgü, iletişim araçlarıyla ilgili
2. Medyada çok yer alan, çok tanınan, çok bilinen (kimse)
1. Tabiri caizse medyatik olanların adlarını duymuşlar elbette.
1. Tabiri caizse medyatik olanların adlarını duymuşlar elbette.
Lisan : Fransızca médiatique
1. isim , isim , isim , isim , Ruhötesi iletişim kurma deneylerinde, ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini ileri süren kimse
1. Öğleden sonra ünlü bir medyumun evine çaya davetliyim.
1. Öğleden sonra ünlü bir medyumun evine çaya davetliyim.
Lisan : Fransızca médium
medyunuşükran
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Verecekli, borçlu
Lisan : Arapça medyūn
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Teşekkür borçlu
Lisan : Arapça medyūn + şukrān
Telaffuz : medyu:nuşükran
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Övünülecek şeyler, övünceler
1. Mazinin mefahirini yaşatmak, bir millete yapılacak en büyük hizmet.
1. Mazinin mefahirini yaşatmak, bir millete yapılacak en büyük hizmet.
Lisan : Arapça mefāḫir
Telaffuz : mefa:hir
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Övünme, övünce, iftihar etme
Lisan : Arapça mefḫaret
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Kavram
1. Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır.
1. Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır.
Lisan : Arapça mefhūm
Telaffuz : mefhu:mu
1. isim , isim , isim , isim , Mefhumcu olma durumu
1. Siz onu mefhumculukla itham ederken, sadece kelimeleri değiştirerek aynı mefhumculuğu yaptınız.
1. Siz onu mefhumculukla itham ederken, sadece kelimeleri değiştirerek aynı mefhumculuğu yaptınız.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ülkü, ideal
1. Bazıları mefkûrenin enginliğini ve azametini tamamıyla kavrayamayacak derecede dardırlar.
1. Bazıları mefkûrenin enginliğini ve azametini tamamıyla kavrayamayacak derecede dardırlar.
Lisan : Arapça mefkūre
Telaffuz : mefkû:re
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mefkûre sahibi olan
1. Çoğu zaman ihtirasların davalara yardımı, mefkûrelerin ve mefkûrecilerin yardımı kadar müspetti.
1. Çoğu zaman ihtirasların davalara yardımı, mefkûrelerin ve mefkûrecilerin yardımı kadar müspetti.