Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
lanetleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lanetlemek işi

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Lanetlenmiş

Örnek:

1. Yeryüzünde ne idiği belirsiz, bir garip insan, bir lanetleme idim.

1. Yeryüzünde ne idiği belirsiz, bir garip insan, bir lanetleme idim.


lanetlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kargımak, beddua etmek, lanet etmek

Örnek:

1. O zaman tiyatronun bütün oyuncuları beni lanetleyecekler.

1. O zaman tiyatronun bütün oyuncuları beni lanetleyecekler.

2. Tanrı, merhametinden yoksun bırakmak

3. Dinden kovmak


lanetleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lanetlenme işi


lanetlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lanetlenmek işi


lanetlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Lanet edilmek, lanete uğramak


lanetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Lanetlenmiş, kargınmış, kargışlı, melun


langır lungur
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Metalsi bir ses çıkararak

Örnek:

1. Araba langır lungur bozuk kaldırımdan geçti.

1. Araba langır lungur bozuk kaldırımdan geçti.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dikkatsizce, savruk bir biçimde

Örnek:

1. Onun langır lungur söylemesine bakmayın.

1. Onun langır lungur söylemesine bakmayın.


langırt
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dikdörtgen masa üzerindeki oyuncu maketleri bulunan sopaları yöneterek küçük topları belirli deliklere sokmak veya bu deliklere girmesini önlemek amacına dayanan oyun


langur
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Maymunlardan, Hindistan'da yaşayan, kül rengi veya kırmızıya çalan sarı tüylü, büyük bir maymun (Presbytis entellus)


Lisan : İngilizce langur

Telaffuz : l ince okunur

langust
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kabuklulardan, makasları olmaması, duyargalarının daha uzun ve güçlü olmasıyla ıstakozdan ayrılan, eti için avlanan bir deniz hayvanı (Palinurus vulgaris)


Lisan : Fransızca langouste

Telaffuz : l ince okunur

lanolin
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Yapağıdan elde edilen, eczacılıkta ve parfümeride kullanılan, sarımtırak renkte bir yağ


Lisan : Fransızca lanoline

Telaffuz : l ince okunur

lanse
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önceleme


Lisan : Fransızca lancé

Telaffuz : l ince okunur

lanse etmek
Anlamı:

1. öncelemek


lansman
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanıtım


Lisan : Fransızca lancement

Telaffuz : l ince okunur

lantan
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 57, atom ağırlığı 138,9, yoğunluğu 6,1 olan, beyaz, havada çabuk oksitlenen, parlak bir alevle yanan, seyrek bulunur bir element (simgesi La)


Lisan : Fransızca lanthane

Telaffuz : l ince okunur

lantanit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Birbirine çok yakın kimyasal özellikler gösteren, atom numarası 57-71 arasında olan, seyrek bulunan elementlerin genel adı


Lisan : Fransızca lanthanide

Telaffuz : l ince okunur

lap

İlgili Kelimeler:

lap lap

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yumuşak ve ağır bir şey düştüğünde çıkan ses

Örnek:

1. Hamur lap diye yere düştü.

1. Hamur lap diye yere düştü.


lap lap
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Köpek, kedi vb. hayvanlar `lap` sesi çıkararak (su, süt vb. içmek)

Örnek:

1. Köpek sütü lap lap içiverdi.

1. Köpek sütü lap lap içiverdi.


lapa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nişastalı tanelerin, su ile kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu

Örnek:

1. Bulgur lapası. Pirinç lapası.

1. Bulgur lapası. Pirinç lapası.

2. Keten tohumu vb. bitkilerin kaynatılmasıyla elde edilen, sıcak olarak tülbent içinde vücuda dıştan uygulanan ilaç

Örnek:

1. Keten tohumu lapası. Hatmi lapası.

1. Keten tohumu lapası. Hatmi lapası.


Lisan : Rumca

Telaffuz : l ince okunur

lapa gibi
Anlamı:

1. yumuşak, gevşek bir biçimde

Örnek:

1. Sen de kendini lapa gibi bırakma!

1. Sen de kendini lapa gibi bırakma!


lapa lapa
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yassı ve iri taneler durumunda (kar yağmak)

Örnek:

1. Fakat bu havalar böyle giderse zor şeneltiriz biz bu sergiyi. Şu anda dışarıda lapa lapa kar yağıyor.

1. Fakat bu havalar böyle giderse zor şeneltiriz biz bu sergiyi. Şu anda dışarıda lapa lapa kar yağıyor.


Telaffuz : l'ler ince okunur

lapa vurmak
Anlamı:

1. ağrıyı kesmek, iyileştirmek amacıyla lapa koymak


lapacı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Vücutça toplu ve iri olmasına rağmen direnci az olan

Örnek:

1. Gösterişine bakmayın, lapacının biridir.

1. Gösterişine bakmayın, lapacının biridir.

2. Yorgun, bitmiş tükenmiş

Örnek:

1. Belki o ılık kışlarda biraz fazla nezle oluyor, lodostan belki biraz fazla lapacı oluyorduk ama memnunduk.

1. Belki o ılık kışlarda biraz fazla nezle oluyor, lodostan belki biraz fazla lapacı oluyorduk ama memnunduk.


lapacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tembellik, gevşeklik


lapçın
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tabanı meşinden olan mest, edik

Örnek:

1. Sarığı ile cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi.

1. Sarığı ile cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi.


Lisan : Farsça lāpçīn

Telaffuz : l ince okunur