Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
Kuzey Yıldızı
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Kutup Yıldızı


Özel: Evet

kuzeybatı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuzeyle batı arasındaki yön


Telaffuz : kuze'ybatı

kuzeydoğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuzeyle doğu arasındaki yön

Örnek:

1. Kuzeydoğudan esen poyraz, ay ışığında beyazımsı görünen asfalttan geçerek vadiye indi.

1. Kuzeydoğudan esen poyraz, ay ışığında beyazımsı görünen asfalttan geçerek vadiye indi.


Telaffuz : kuze'ydoğu

Kuzeyli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuzey ülkeleri halkından olan (kimse), Şimalli

2. Türkiye'nin kuzeyinde bulunan illerden olan (kimse), Şimalli


kuzgun

İlgili Kelimeler:

kuzgunkılıcı, gökkuzgun

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Ötücü kuşlar takımının kargagiller familyasından, Kuzey Amerika'nın dağlık, fundalık yerlerinde bulunan, tüyleri siyah renkte olup mavi renkte parlayan bir tür kuş, karakarga (Corvus corax)

Örnek:

1. Atasözlerinde, ya devlet başa ya kuzgun leşe, demişiz.

1. Atasözlerinde, ya devlet başa ya kuzgun leşe, demişiz.


kuzgun gibi
Anlamı:

1. çok kara, çok koyu


kuzguna yavrusu şahin (veya Anka veya güzel) görünür
Anlamı:

1. `herkesin kendine ait olan şey çirkin de olsa gözüne güzel görünür` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Belki kuzguna yavrusu güzel görünür, diyeceksiniz ama inanın bu sokaktaki en güzel ev bizimkiydi.

1. Belki kuzguna yavrusu güzel görünür, diyeceksiniz ama inanın bu sokaktaki en güzel ev bizimkiydi.


kuzguncuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hapishane kapılarındaki demir kafesli pencere


kuzguni

İlgili Kelimeler:

kuzguni siyah

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çok koyu, kara

Örnek:

1. O kuzguni çehrenin üzerindeki parlak gözler, ha bire dövecek bir adam arıyor.

1. O kuzguni çehrenin üzerindeki parlak gözler, ha bire dövecek bir adam arıyor.


Lisan : Türkçe kuzgun + Arapça -ī

Telaffuz : kuzgu:ni:

kuzguni siyah
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çok koyu, kara renk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan

Örnek:

1. Öte yanında kuzguni siyah, iri bir kedi vardı.

1. Öte yanında kuzguni siyah, iri bir kedi vardı.


kuzgunkılıcı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Süsengillerden, uzun, ensiz ve sivri yapraklı bir süs bitkisi, glayöl (Gladiolus illyricus)


Telaffuz : kuzgu'nkılıcı

kuzin
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kız yeğen


Lisan : Fransızca cousine

kuzine
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hem ısıtmaya hem de üzerinde veya içinde yemek pişirmeye yarayan büyük mutfak sobası

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Gemilerde yemek pişirilen yer

Örnek:

1. Yolcunun kuzinede işi ne?

1. Yolcunun kuzinede işi ne?


Lisan : İtalyanca cusina

kuzu

İlgili Kelimeler:

kuzu dişi, kuzu eti, kuzugöbeği, kuzu ıspanak, kuzu kapama, kuzu kapısı, kuzu kestanesi, kuzukulağı, kuzu kuzu, kuzu mantarı, kuzu pıtrağı, kuzu sarmaşığı, kınalı kuzu, ana kuzusu, kaptanpaşakuzusu, süt kuzusu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyun yavrusu

Örnek:

1. Belki beş kuzunun derisinden yapılmış, siyah bir kalpak.

1. Belki beş kuzunun derisinden yapılmış, siyah bir kalpak.

2. Bir meyve ve sebzeye bitişik olan küçük meyve veya sebze

3. argo , argo , argo , argo , Deneyimsiz, toy kimse


kuzu çevirmek
Anlamı:

1. kuzunun gövdesini şişe geçirip ateş korunun üzerinde çevirerek pişirmek


kuzu dişi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süt dişi

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İleri yaşlarda çıkan diş, peynir dişi


kuzu eti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuzunun kesilip parçalanmış eti


kuzu gibi
Anlamı:

1. çok uysal


kuzu gibi olmak
Anlamı:

1. uslanmak, sessizleşmek, sakinleşmek


kuzu ıspanak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle Ege Bölgesi'nde yetişen, küçük yapraklı, taze ıspanak


kuzu kapama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kemikli kuzu etinin, arpacık soğanı, yeşilsoğan, havuç, dereotu ile birlikte ağır ateşte pişirilmesiyle yapılan bir yemek türü


kuzu kapısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büyük bir kapının içinde veya yanında bulunan küçük kapı, kuzuluk, kuzuluk kapısı, yavru kapı


kuzu kesilmek
Anlamı:

1. uysallaşmak, sessizleşmek, sakin bir durum almak

Örnek:

1. Sabık komiserin sahiden bir komisermiş gibi tavır aldığı anlarda kadın kuzu kesilirdi.

1. Sabık komiserin sahiden bir komisermiş gibi tavır aldığı anlarda kadın kuzu kesilirdi.


kuzu kestanesi
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yabani ağaçlardan elde edilen, küçük, lezzetli bir tür kestane


kuzu kuzu
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Hiç ses çıkarmadan, karşı gelmeden, uysal bir biçimde

Örnek:

1. Üç parti, kuzu kuzu birleştiler, kendisini cumhurbaşkanı yaptılar.

1. Üç parti, kuzu kuzu birleştiler, kendisini cumhurbaşkanı yaptılar.